BDSM'den Zevk Alan İnsanlar Nasıl Bir Psikolojiye Sahip Olur? Bizzat Bu Durumu Deneyimleyen Birine Sorduk!

BDSM, birçok insan için konuşulması bile tuhaf kaçan cinsel bir deneyim türü olabilir. Hatta aranızda ismini duyunca şöyle bir korkan, irkilen bile vardır belki. Her zaman bilmediğimiz şeyler bize korkutucu gelir. Bu yüzden anlamadığımız şeyleri yanlışlama eğiliminde oluruz. Peki bu tür bir cinsel ilişkiye ön yargıyla yaklaşmadan önce bu deneyim nasıl yaşanıyormuş, gelin görelim.

Bu cinsellik türünde köle ve efendi bağına dayanan bir ilişki anlayışı mevcuttur. Ancak tabii ki sadece bundan ibaret olmadığını söylemek mümkün. BDSM’nin açılımı: İngilizcede bondage yani kölelik, domination yani dominantlık-baskınlık, ve sadizm-mazoşizm kelimelerinin baş harfleridir.

Aranızda bu kavramları okuyunca tüyleri ürperenler varsa bu konu hakkında farklı bir bakış açısı geliştirmeniz için konuyu bir bilene sordum ve kendisi büyük bir memnuniyetle soruları yanıtladı.

İşte 40 yaşında efendi (master) seviyesinde bir erkek birey olan ve bu ilişkinin felsefesini benimseyen kişinin cevapları…

İçeriğin sonunda BDSM konusu ile ilgili bilimin ne söylediğini okuyabileceksiniz.

BDSM, merkezinde cinsel haz ve tatmin barındıran fakat sevişme eyleminin sınırlarını genişleten bir ilişki biçimidir.

Tarafların, zihnen ve bedenen maksimum haz ve tatmine ulaşmak için gerçekleştirdikleri; sınırlarını ve kurallarını beraber tanımladıkları bir cinsel deneyimdir. Bu deneyimde kişiler, fiziksel ve zihinsel uyaranlar sayesinde acı, korku, bilinmezlik vb. duyguların verdiği dürtüsellikten pozitif olarak beslenirler.

Erkeklerde, iktidar, ödül, ceza ve tatmin gibi mekanizmaları elinde bulunduran taraf (master) efendi iken, kadınlarda (mistress) yani dişi efendidir.

Bu kişiler, bu mekanizmaları uygulayarak kişiler arasında karşılıklı hazzı yaratma eylemini yöneten taraftır. Köle ise (submissive) itaat eden ve bunun dışında sadece güvenli kelimeleri kullanarak paylaşıma yön verebilen taraftır. Anlayacağınız üzere farklı olan kadın ya da erkek olmak değil, efendi ve köle olmak. Her ikisi için de bir cinsiyet ayrımı yok. Sonuç olarak biri kararı veren taraf olarak uygulaması gerekeni uyguluyor, diğeri itaat ederek yapması gerekeni yapıyor…

Efendilik, karşılıklı memnuniyete bağımlı olan bir kavram.

Aslında zorlama ile değil karşılıklı tatmin elde edilerek basamak basamak ulaşılabilecek bir şey bu his. Fakat kurallar dahilindeki bu iktidar, (ki bu kelime karşılamıyor bile yaşanan tatmini) sürekli içinde ne olduğunu merak ettiğiniz, size alınmış hediye paketlerini açmak gibi hissettiren bir kabul görme, onaylanma biçimi bence.

Güçlü ve güçsüz kavramları sadece elde edilen bir sonuç…

Bu ilişki biçimini inşa eden duygu ötekinin gözünde görünür olmak ve onun onayını almak. Tabii birlikteliğin başlangıcı ve sürekliliğini sağlayan cinsel çekimi konunun dışında bırakırsak…

BDSM, id ve egoyu üst üste yapıştırmak gibi.

Aslında burada, id’in isteklerini kendi gerçekliğiyle karşılayan bir bireyden bahsediyoruz. Yani “bu gerçekten mümkün olabilir mi” gibisinden. Cevap; evet, mümkün ama tamamen olmayabilir. Bu çok yüksek bir cinsel ve duygusal çekim eşliğinde gerçekleşebilecek sıra dışı bir durum. Ayrıca tatmin kelimesini, kişinin zihninde yeniden tanımlayabilecek başka bir özel kişi ancak bunu sağlayabilir. Bu da aşk olsa gerek…

Kölelerin amaçları her defasında kabul görmek ve tamamlanmak. Nihayetinde teslim olarak ve kendilerini bu şekilde tanımlayarak; itaat mekanizması ile ilişki içerisindeki gizeme hayran oluyorlar. Bir de köleler, karşı koyamadıkları biçimde içlerindeki karmaşık duyguları açığa çıkaran bir efendiye haz vermekten haz duyuyorlar.

Sadizm ve mazoşizm, arzulanan zihinsel, duygusal ve biyolojik orgazmı besleyen duygulardır.

Tarafların içindeki şehvet duygusunu “özgürleştirebildiklerini” hissettikleri bir alandır da diyebiliriz. Bu durum dışarıdan zorbalık-çaresizlik bütünleşmesi gibi görünen ama aslında beklentiler neticesinde maksimum tatmini açığa çıkaran dürtüleri uyandırır.

Bunun anlaşılması biraz karmaşık gelebilir. Şöyle izah edeyim: Burada önemli olan şey ahenk ve uyumdur. Yani sınırları belirleyen tek bir taraf değildir. Diğer tarafın tatmin olması için yapılan fedakarlık, jest veya içsel davranışlar iki tarafı da memnun edecek bir cinsel çekim oluşturuyorsa; bu paylaşıma dışardan bakan birinin buna vereceği isim ya da tepki değişebilir. Şunu demek istiyorum, taraflar arasında nasıl bir paylaşım olursa olsun gözle görünmeyen bir eşitlik sağlanmalı. Yani klasik bir seks de unutulmaz bir deneyim olabilir bu ilişki biçiminde.

BDSM daha çok deneyimsel bir aktarım.

Bu da sonuçları çeşitlendiriyor aslında. Bunu deneyimleyerek veya gözlemleyerek bir seçim oluşuyor ve sonra kişi buna bağlılık geliştiriyor. Herhangi bir kişinin buna denk gelmesi ve bu davranışı geliştirmesi daha az rastlanan bir durum. Çoğunlukla normal deneyimleri çok fazla yaşayıp daha farklı ve fazla tatmin olmak için bu deneyimi seçen bireyleri görebilirsiniz. Bu da mesleki, kültürel ve maddi doyuma ulaşmış kişiler arasında daha sıklıkla görülen bir ilişki biçimi olmasına sebep oluşturuyor.

Zevk ve ceza, baskın olan efendinin yönettiği olgulardır.

Efendi, zevk almak için bir şeyi uygular, bu karşı tarafa haz veya acı ile zevk verebilir. Master, bir şeylerin ters gittiğini düşünür ya da öyle isterse; zevk alma eyleminin boyutunu değiştirerek ceza verebilir. Bu da yine karşı tarafta kimi zaman direk haz duygusu kimi zaman da haketme ve ödüle ulaşma metaforu olarak hazza dönüşebilir. Burada cezalar belli sınırları aşarsa itaatkar güvenli kelimeleri kullanarak cezayı hafifletebilir ya da tamamen kesebilir…

İşte konuyla ilgili bilimin söyledikleri…

Yapılan bir çalışmada BDSM’nin psikopatolojik ve psikanalitik değerlendirmelere göre bu durum, potansiyel zihinsel sağlık sorunları, belirli cinsel davranışlara yönelik sağlıksız saplantılar ve/veya çocukluk çağı travması nedeniyle oluşuyor. Bu konuyla ilgili fantezilerin hem erkeklerde hem de kadınlarda yaygın olduğu ifade ediliyor.

Hatta BDSM’yi deneyimleyenlerin modern, iyi eğitimli ve bakımlı kişiler olduğu yapılan çalışmalarca ortaya konmuş durumda. Araştırmalar bu durumun, kişinin cinsellikte belirli bir ilgi alanına odaklanmak istememesi ve farklı cinsel davranışlar geliştirmek istemesi nedeniyle ortaya çıktığından söz ediyor. Psikologların yapmış olduğu bir başka çalışmada ise BDSM’nin psikopatolojik bir mesele olmaktan ziyade eğlence amaçlı bir boş zaman aktivitesi olabileceği ifade ediliyor.

Peki siz BDSM hakkında ne düşünüyorsunuz?