Çağ Açıp Çağ Kapatan İstanbul'un Fethi Nasıl Gerçekleşti? Hiç Bilinmeyen Yönleriyle Anlattık

Çağ Açıp Çağ Kapatan İstanbul'un Fethi Nasıl Gerçekleşti? Hiç Bilinmeyen Yönleriyle Anlattık

Bir devri kapatıp yeni bir devir açan İstanbul’un fethi, sonuçlarıyla birlikte tarih kitaplarının baştan yazılmasını sağladı. Bu fetih için yapılan hazırlıklar, fethin gerçekleşmesi ve fethin sonuçları ise tüm Dünya’da büyük yankılar uyandırdı.

1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı Fatih Sultan Mehmet, Dünya tarihini değiştirmek için dönemin en önemli şehirlerinden olan Konstantinopolis’un surlarına ordusunu getirdi.

53 günlük bir kuşatmanın ardından geçilemez denilen surları geçerek şehri alan Fatih Sultan Mehmet, hem kendi imparatorluğu hem de tarihin gidişatını değiştirmeyi başardı.

Osmanlı’nın yükselişi için İstanbul’un fethi gerçekleşmeliydi.

1453 yılında Anadolu’daki devletlere baktığımız zaman Osmanlı’nın bir hakimiyetinden söz etmek zor. Anadolu’nun tamamına hakim olmasa da önemli şehirlerin hakimeyetini sağlayan Osmanlılılar, topraklarının güvenliğini arttırmak için Konstantinopolis’u almaları gerektiğini biliyorlardı.

İstanbul’un fetih nedenlerine göz atalım:

  • Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü sağlama isteği.
  • Konstantinopolis’un Osmanlı’nın ticareti için bir engel olması.
  • Bizans’ın Osmanlı’nın toprak bütünlüğüne karşı bir tehlike oluşturması ve beylikleri Osmanlı’ya karşı kışkırtması.
  • İstanbul’un Hristiyanlığın son kalelerinden olması.

Konstantinopolis’a saldırmanın şöyle zor bir yanı var. Şehre eğer bütün ordunuzla saldırır ve başarısız bir fetih yaparsanız, Anadolu’daki diğer devletler bunu bir fırsata çevirerek topraklarınızı kolayca ele geçirebilir. Öte yandan o dönem büyük surların yıkılması imkansız bir olay olarak söyleniyordu. Konstantinopolis’ta büyük surlarıyla birlikte ün salmış bir şehirdi.

Osmanli için bir diğer olumsuz gözüken durum ise önceki 3 fetih denemesinin başarısızlıkla sonuçlanması. 2 Osmanlı padişahı ve 1 şehzade, 1453 yılından önce 3 kez bu kutsal şehri fethetmeye çalıştı ama başarısız oldu.

Olumsuz bir sonuçta imparatorluğun sonunu getirebilecek bu 2 düşünülmesi gereken konuya rağmen Osmanlı, Bizans’ın kışkırtmaları ve Peygamber efendimizin İstanbul’un fethi ile ilgili söylediği sözlerden dolayı Konstantinopolis’u fethetmek için hazırlıklara başladı.

Osmanlı Fetih için hangi hazırlıkları yaptı? En büyük toplar döküldü, ordular toplandı ve hisar yapıldı.

Birçok devlet büyüğünün olumsuz görüşüne rağmen gözünü karatan Fatih Sultan Mehmet, kuşatma için birçok hazırlık yaptı.

Rumeli Hisarı‘nı yaparak Anadolu Hisarı’nın karşısında kendisine bir merkez kuran Fatih Sultan Mehmet, denizden gelecek olan yardımları kesebilmek için 400 parçadan oluşan büyük bir donanma kurdu. Deniz kısmını kontrol altına aldıktan sonra karadan gelecek olan tehlikeleri engellemek için şehrin etrafındaki kaleler fethedildi. Balkanlar’da da birçok devletle barış anlaşmaları imzalandı ve olası bir Avrupa yardımı için Balkanlara bir ordu gönderildi.

Surları yıkabilmek için büyük toplar döktürüldü ve bu toplar, 1453’ten sonra birçok imparatorluğun yıkılmasına sebep olacak bir savaş taktiğinin oluşmasına neden oldu.

Uzun bir hazırlık sürecinin ardından artık fetih için hazır olduğunu düşünen Osmanlı, 6 Nisan 1453 tarihinde şehrin surlarının önüne geldi.

İLGİLİ HABER

Şehir nasıl kuşatıldı? Surların arkasındaki şehri fethetmek hiç kolay olmadı.

Hiç kuşkuşuz tarihin en çok kez fetih tehtidiyle karşı karşıya kalan şehirlerinden birisi Konstantinopolis’tu. Konumu ve sahip olduğu güzelliklerle birlikte gezegenimizin en önemli şehirlerinden bir tanesi olan Konstantinopolis, Osmanlı’dan önce de birçok büyük devletin kuşatmasıyla karşı karşıya kaldı. Bu sebeptendir ki fetih başlarken Konstantinopolis’un yönetimi ve halkı, büyük bir endişeye sahip değildi çünkü yıkılamaz denilen büyük surlara sahiptiler.

Dini kardeşleri olan Avrupa’nın onlara yardım edeceklerinden emin olan şehir, sadece bir süre Osmanlı ordularını surların dışında tutarak savaşı kazanabileceklerini düşündü.

Surlar bir türlü yıkılmıyor.

Osmanlı, surları yıkmak için büyük planlara sahipti. Fakat bu planların savaşın ilk aşamasında bir türlü istenildiği gibi iş görmedi. Top atışlarında yaşanan sorunlardan dolayı surlar halen sapasağlam ayakta duruyordu, bu da Bizans ordusunu güçlendirirken Osmanlı ordusunda büyük bir moral bozukluğuna sebep oluyordu.

Sur sorunun üstüne 400 parçalık donanmanın deniz kısmında yaşadığı mağlubiyet, Fatih’i derin düşüncelere soktu ve bu düşünceler gerçekleşmesi imkansız olarak gözüken bir fikrin ortaya çıkmasına neden oldu.

Gemileri karadan yürütüyoruz.

Büyük mücadelelere sahne olan savaş, Bizanslıların istediği gibi ilerlerken Osmanlı’nın gemileri karadan yürütüp Haliç’e adım atmasıyla birlikte bir anda Osmanlı’ya döndü.

Galata’dan kadırgalar bir gecede denize indirilirken, top atışlarıyla birlikte de surlar vurulmaya devam etti. Bu sayede Bizanslılar, kadırgaların çıkardığı sesleri fark etmedi ve sabah uyandıklarında büyük bir sürprizle karşılaştı. Haliç bölgesinin açılmasıyla birlikte Bizans ordusu şehrin dört bir yanına dağıldı ve şehir her noktadan yüksek bir güçle vurulmaya başlandı.

Konstantinopolis artık Osmanlı’nın.

Surlarda büyük boşlukların açılmasıyla birlikte saldırılarını arttırayak devam ettiren Osmanlı, yorulmuş ve artık umutları kalmamış Bizans ordusunu yıldırmayı başardı. Paralı askerlerinde savaşın gidişatıyla birlikte şehri yarı yolda bırakmasıyla birlikte 29 Mayıs 1453 günü son bir saldırıyla şehir Bizans’tan Osmanlı’ya geçti.

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kaç askerle fethetti? Osmanlı, Konstantinopolis’a devasa bir orduyla saldırdı.

Gözünü karatıp Konstantinopolis’u almak isteyen Fatih Sultan Mehmet, imparatorluğunun bütün kaynaklarını kullanmaktan geri durmadı. Tam net bir bilgi olmamasına rağmen Hammer’a göre 250.000, Barbaro’ya göre 160.000, Sfrantzes ve Dukas’a göre 200.000 kişilik bir orduyla birlikte bu fetih gerçekleşti. Öte yandan ülkemizin önemli tarihçilerinden Prof. İlber Ortaylı, o dönem 200.000 kişilik bir ordunun kurulmasının imkansız olduğunu savunuyor. Bunun sebebi olarak ise bu büyüklükteki bir ordunun sağlık ve lojistik sorunlardan dolayı kurulamayacağı belirtildi.

Hem karadan hem denizden savaşan Osmanlı, savaş sırasında Bizans’a yardım gelmemesi için Balkanlarda da bir ordu kurdu. Atlılar, piyadeler, topçular ve daha birçok askeriyle birlikte oluşan bu devasa ordu, döneminin en büyük ordularından bir tanesi olarak kabul ediliyor.

Savaştan sonra Avrupa ne hale geldi?

Fetihle birlikte Osmanlı’nın yükselişi büyük bir ivme kazandı ve imparatorluk, artık Avrupa için büyük bir tehdit haline geldi. Bu fetihle birlikte Avrupa’da söz sahibi olan Osmanlı, bir çağı kaparak yeni bir çağın açılmasını sağlayan devlet olarak tarihe geçti.

Bizans’ın düşmesiyle birlikte şehirde bulunan bilim adamları Avrupa’ya giderek Rönesans’ı başlattı. Bununla birlikte farklı ticaret yollarını arayan Avrupalı devletler, İstanbul üzerinden ticaret yapmamak için yeni deniz yolları ve kıtalar buldu.

Savaş, Avrupa’daki imparatorlukların yıkılmasına yol açan birçok keşfin önünü açtı. Artık surların güvenli bir yapı olmadığı bilindiği için birçok surların arkasındaki imparatorluk için çanlar çalmaya başladı.

İstanbul’un fethinin dünya tarihi açısından sonuçları:

  • Orta Çağ bitti, Yeni Çağ başladı.
  • Avrupa Hıristiyan alemi ikiye bölündü.
  • Osmanlı’nın Avrupa için önemi arttı.
  • Rönesans’ın başlamasına neden oldu.
  • Coğrafi keşiflere zemin hazırlandı.
  • Doğu Roma İmparatorluğu sona erdi.

Şimdi fethin bilinmeyen yönlerine göz atalım.

  • Şehrin yağması
  • Rum Ateşi
  • Bizanslıları sadece 7000 asker koruyordu
  • Ulubatlı Hasan gerçek mi?

Şehrin yağması

Konstantinopolis, tarihi binalara ve eşyalara sahip. Ayrıca şehir, 1200’lü yıllarda eşi benzeri olmayan eşyaların sergilendiği bir müze gibiydi. Öte yandan o dönemlerde yağma, askerler için bir teşvik olarak ön plana çıkıyordu.

Bazı kaynaklara göre Fatih Sultan Mehmet’in 3. günün ardından şehre girmesiyle birlikte yağmaların sona erdiği ve Bizans halkının saklandıkları yerden çıkarak eşyalarını ve evlerini geri aldığı belirtiliyor.

Yağma konusunda çok farklı görüşler var ama şehrin 1200’lü yıllarda Haçlılar tarafından büyük bir yağmaya uğraması sebebiyle şehirin içinin boş olduğu biliniyordu. Bundan dolayı yağmanın daha az olduğu düşünülüyor.

Denizin ateşi: Rum Ateşi

Bizanslar tarafından uzun yıllar kullanılan Rum Ateşi, suyun üzerinde daha da alevlenen bir silah olarak düşmanların en büyük korkulu rüyası oldu. Birçok donanmanın yok olmasına sebep olan ateş, suyla birlileştiği zaman sönmek yerine daha da alevleniyor ve önü alınmayan bir yıkıma yol açıyor.

Osmanlı donanmasına karşı çok aktif bir şekilde kullanılamamasına rağmen Bizanslar, uzun yıllar boyunca şehri kuşatmak isteyen devletlere karşı Rum Ateşi’ni aktif bir şekilde kullanarak şehri güvende tutmayı başardı.

Bizanslıları sadece 7000 asker koruyordu.

Osmanlı’nın surlara yaklaştığı zaman Bizans’ı sadece 7000 asker tarafından korunduğu birçok kaynak tarafından yazıyordu. Bu asker farkının sebebi ise büyük surlar. 1453 yılına kadar büyük surları yıkmak imkansız bir olay olarak gözüktüğü için devasa ordular bile bu surları geçemiyordu.

HeritageDaily’de Osmanlı’nın 80.000 askerine karşı şehri korumak için Bizans’ın sadece 7000 askere sahip olduğu yönünde bir görüş var.

Ulubatlı Hasan gerçek mi?

Tarih kitaplarında Osmanlı sancağını kuleye dikmesiyle birlikte ünlenen genç yeniçeri Ulubatlı Hasan, bir halk kahramanı olarak anlatılmaktadır. 16. yüzyılda ilk kez Melissinos isimli tarihçi tarafından ortaya atılan Ulubatlı Hasan karakteri, birkaç tarihçinin kitabında da bulunmasına rağmen gerçek olmadığı yönündeki görüş daha ağır basmaktadır.

Kaynak: TRT Haber – Wondrium Daily – Britannica