Cep Telefonunun Mucidine Nazaran Geleceğin Telefonları
1970’li yılların başında kablosuz halde taşınabilir ve etkin olarak bağlantı kurabilen birinci telefonu üreten şirket Motorola olmuştu. 3 Nisan 1973’te mühendislerinden Martin Cooper’ın ağır çalışmaları sonuç verdi. Tarihin birinci taşınabilir telefon görüşmesi böylece gerçekleştirilmiş oldu.
Cooper’ın bu çalışmalarının sonucunda, ticari olarak geliştirilip satılacak birinci cep telefonunun çıkmasına daha 10 yıl vardı.
Cooper, Motorola’nın taşınabilir telefonlar ünitesinde uzun yıllar geçirdi:
Bu mühlet zarfında 21. yüzyılda kıymeti daha çok anlaşılacak bir icat gerçekleştirmiş, emekleri sonuç vermişti.
1983 yılında birinci cep telefonu Motorola DynaTAC 8000X piyasaya sürüldü, tam 1,1 kilogram ağırlındaydı bu telefon. Yani taşımak için cep yerine çantaya gereksiniminiz vardı:
23 santimetrelik uzunluğu ile birlikte, o periyotlarda daha çok otomobillerde kullanılması pratik bir model olarak benimsenmişti. Fiyatı ise o periyodun ABD iktisadına nazaran bile hayli yüksek olarak, 3 bin 995 dolar formunda berlilenmişti. Günümüz iktisadı ile bu fiyat, 10 bin doların üzerine çıkıyor.
Zamanla taşınabilir telefonlar cep telefonu ismini hak edecek evrim geçirdi:
Çoğumuz bu periyodu silik bir halde hatırlıyor olabiliriz, lakin cep telefonları uzun yıllar boyunca bağlantıda özgürleşmenin anahtarı oldular. Vakitle antenler ortadan kalktı, daha büyük ve renklı ekranlarla, kameralı versiyonlarıyla tanışmaya başladık.
Sonra akıllı telefonlar hayatımıza girdi, tuşlar tarihe karıştı, daima internet ilişkisi ve milyonlarca uygulama ile bugün hayatımıza devam ediyoruz:
Hatta telefonlarımız olmasa devam edemeyecek üzere hissediyoruz birçok vakit. Daha yüksek çözünürlüklü ekranlar, daha düzgün kameralar, daha güzel işlemciler derken her anımız bu aygıtlarla irtibat kurarak geçiyor ve artık iletişimde özgürlüğü değil esareti tartışıyoruz. Tekrar de çoğumuz bu durumdan birçok vakit memnunuz, kabullenmiş durumdayız.
Peki ya gelecekte telefonlar nasıl görünecek? Bunun için dikkatimizi taşınabilir telefonun mucidine, Martin Cooper’a yöneltiyoruz:
NPR takımına Zoom üzerinden bir röportaj veren Cooper; yapay zeka alanındaki gelişmelerin iletişim kurma biçimimizi de belirleyeceğini ifade ediyor. Lakin bunun için aygıtların nasıl bir değişim geçireceği konusunda da bilim kurgu sinemalarında sıklıkla karşılaştığımız bir varsayım yürütüyor.
“Cep telefonu senin bir parçan olacak, şarj etmene gerek kalmayacak, zira bedenin eksiksiz bir şarj aygıtı.”
Cooper’ın ortaya koyduğu bu yaklaşım her ne kadar tanınan bir yaklaşım olsa da aslında Ray Kurzweil başta olmak üzere pek çok bilim kurgu müellifi ya da eserindeki “makineleşen insan” görüşünü destekleyecek bir bakış açısı çizmiş oluyor. Bir diğer deyişle gelecekte daima elektriğe bağımlı olmamıza sebep olan, taşınabilir bir aygıta gereksinim duymadan irtibat kurmak mümkün olacak
Cooper’ın bahsettiği aygıtı yapay zeka Midjourney’e sorduğumuzda bize aşağıdaki görselleri verdi:
Tabii ki Midjourney Cooper’ın zihniyle düşünemiyor, yalnızca onun sözlerinden yola çıkarak futuristik bir gelecek tasvirinde bulunmaya yardımcı oldu. Lakin bu bile Cooper’ın yapay zeka ile bağlantı ihtilali vurgunsa kâfi bir örnek, Midjourney üzere bir yapay zeka olmasaydı, onun açıklamalarını yalnızca sözlerle sonlu tutacak ya da en fazla 7-8 saatimizi harcayıp bir Photoshop çalışması sunacaktık.
Gelecekte insanların makineleşmesine ve tıpkı otomobiller, kahve makinaları yahut klimalar üzere daima internete bağlı birer “cihaza” dönüşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Üstteki üzere, lakin daha manalı ve kalıcı yapay zeka teknolojilerinin de takviyesi ile birlikte söyledikleri bir gün mümkün olabilir. En nihayetinde akıllı saatler telefonlara artık günümüzde bile muhtaçlığımız tükenmek üzere…