Cumhurbaşkanlığı, Haftanın Yalan Olarak Değerlendirilen Haberlerini Açıkladı: Düzce Depremi ve HAARP Sistemi İddiası ve Dahası…

Cumhurbaşkanlığı, Haftanın Yalan Olarak Değerlendirilen Haberlerini Açıkladı: Düzce Depremi ve HAARP Sistemi İddiası ve Dahası…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, geçtiğimiz haftanın ‘yalan’ olarak değerlendirdiği haberlerini paylaştı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, sosyal mecralarda dezenformasyonu engellemeyi öngören yasayla birlikte Ekim 2022’de “Dezenformasyon Bülteni” paylaşmaya başladı. Söz konusu bülten, Başkanlık tarafından “Yalan” olarak değerlendirilen haftanın haberlerini konu alıyor, bu değerlendirmenin ardındaki gerekçelere yer veriyor.

İletişim Başkanlığınca paylaşılan ve yalan olarak değerlendirilen haberlerin bulunduğu en güncel bülten, 21-27 Kasım haftasında paylaşılan haberlere yer verdi. Başkanlık tarafından yalan olarak değerlendirilen haberler ve gerekçeleri şu şekildeydi:

  • Bu içerikteki tüm ifadeler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca tarafından paylaşılan bültenden olduğu şekilde alınmış, hiçbir şekilde değiştirilmemiştir.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca yalan olarak değerlendirilen haberler (21-27 Kasım)

  1. PENÇE-KILIÇ Hava Harekatı ile İlgili Dezenformasyon
  2. “Düzce’deki Depremin Ardından Bölgede Elektrik Altyapısı Çöktü” İddiası
  3. “AK Parti Kadın Kolları MKYK Üyesi Kaymakam Oldu” İddiası
  4. “Bir Polis Eleştirel Paylaşım Yaptığı için Gözaltına Alındı” İddiası
  5. “HDP Taksim Saldırısının Araştırılmasını İstedi AK Parti ve MHP Reddetti” İddiası
  6. “Cumhurbaşkanlığı Koruma Araçları için Yeni Lüks Araç Siparişi” İddiası
  7. “Üç Suriyeli Taksim’deki Terör Saldırısıyla Dalga Geçti” İddiası
  8. “Altı Afgan İki Türk Vatandaşını Hastanelik Etti” İddiası
  9. “Düzce’deki Rabia Anıtı Kaldırıldı” İddiası
  10. “OECD Verilerine Göre Türkiye ‘Kadına Şiddet’ Konusunda Birinci Sırada” İddiası
  11. “ABD HAARP Sistemiyle Düzce Depremini Tetiklemiş Olabilir” İddiası

1. PENÇE-KILIÇ Hava Harekatı ile İlgili Dezenformasyon

Terörü kaynağında yok etme stratejisi kapsamında Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının bertaraf edilmesi ve hudut güvenliğinin sağlanması amacıyla terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik hava harekatı düzenlenmiştir.

İcra edilen PENÇE-KILIÇ Hava Harekatıyla, teröristler tarafından Türkiye’ye saldırılarda üs olarak kullanılan Irak’ın kuzeyindeki Kandil, Asos, Hakurk ile Suriye’nin kuzeyindeki Arap Pınarı, Tel Rıfat, Cizire ve Derik bölgelerindeki terör hedefleri vurulmuştur.

Terör örgütü PKK/YPG’nin propaganda araçları ve bazı uluslararası basın yayın kuruluşlarının, Türkiye’nin terörle mücadelesini gölgelemeye yönelik dezenformasyon yayarak kara propaganda çalışması yürüttükleri tespit edilmiştir.

  • PKK’nın propaganda araçlarının, “Türkiye, Ayn el Arap’taki sivil yerleşim alanlarını vuruyor” iddiasıyla paylaştığı görüntüler, ABD öncülüğündeki koalisyonun DEAŞ’la mücadele kapsamında, 2014 yılında Ayn el Arap’a gerçekleştirdiği hava bombardımanına aittir.
  • Paylaşılan bir diğer görüntü de, yine 2014 yılında terör örgütü DEAŞ’ın kontrolünde olan kente yönelik koalisyon hava bombardımanını göstermektedir.
  • Independent gazetesinin, “Türkiye, Irak ve Suriye’deki Kürt hedeflerini vuruyor” iddiası da tamamen gerçek dışıdır. Harekat kapsamında, terör örgütü PKK/YPG’ye ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depoları, sözde karargah ve eğitim kamplarından oluşan toplam 89 hedef imha edilmiş ve çok sayıda terörist etkisiz hale getirilmiştir. Türkiye’nin, PKK’nın zulmü altında yaşamak zorunda kalan halka yönelik herhangi bir saldırısı söz konusu olamaz. Türkiye, daha önceki harekatlarında da, sivilleri koruyan stratejisiyle, uluslararası kural koyuculara, kuralları izleyenler ve gözlemcilere önemli dersler vermiştir.
  • L’Orient-Le Jour gazetesi, Türkiye’nin terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatını, Haseke’de sivillerin yaşadığı ElHol kampı fotoğraflarıyla servis ederek manipülasyona imza atmıştır. Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak gerçekleştirdiği hava harekatının, El-Hol kampıyla bir ilgisi bulunmamaktadır.
  • Yine, “Türk savaş uçakları El-Hol kampını vurdu” iddiasıyla paylaşılan görüntülerin, kamptaki aşırılıkçıların Nisan 2020’de yaktığı çadırlara ait olduğu tespit edilmiştir.
  • Washington Post, Türkiye’nin terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatına ilişkin haberini, Azez’de füze saldırısının hedefi olan sivil yerleşimlerinin fotoğrafıyla servis etmiştir. Azez’e yönelik füze saldırısının, 22 Kasım Salı günü terör örgütü PKK/YPG tarafından gerçekleştirildiği bilgisi gizlenmiştir. Terör örgütünün sivilleri hedef aldığı saldırıda, üç kişi hayatını kaybederken sekiz kişi de yaralanmıştır. Saldırının Tel Rıfat yönünden gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Tel Rıfat, PENÇE-KILIÇ Hava Harekatı’nın operasyon bölgesinde bulunmaktadır ancak Azez’e yönelik herhangi bir kara ya da hava harekatı söz konusu değildir.
  • Sivil toplum platformu Mediterranea Saving Humans’ın, sosyal medya hesabından paylaşılan ve PENÇE-KILIÇ Hava Harekatı’ndan sonra Ayn el Arap’ı gösterdiği iddia edilen fotoğraf, sadece basın yayın organlarının değil, uluslararası birçok kuruluşun Türkiye’ye karşı dezenformasyon çalışmaları yürüttüğünün açık örneğidir. İddiaya konu fotoğraf, koalisyon güçlerinin terör örgütü DEAŞ’ın kontrolündeki Ayn el Arap’a yönelik hava bombardımanı sonrası, 2015 yılında AFP muhabiri tarafından çekilmiştir.

2. “Düzce’deki Depremin Ardından Bölgede Elektrik Altyapısı Çöktü” İddiası

Düzce Gölyaka’da meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından, bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan “elektrik altyapısı çöktü” iddiası doğru değildir.

Düzce’de deprem sonrası yaşanan elektrik kesintisi, tamamen kontrollü bir kesintidir. Depremin meydana geldiği bölgelerde, tesisat kaynaklı yangın veya patlamaların yaşanmaması için elektrik ve doğal gaz akışı kesilir. Aksi halde yüksek voltaj ve kısa devreler yapı içerisindeki cihazları yakarak yangına sebebiyet verebilir.

Hasar tespiti ve bölgenin güvenliğinin sağlanmasının ardından, bölgeye enerji akışı kontrollü bir şekilde sağlanır. Bu yöntem, dünya genelinde bilinen ve uygulanan bir yöntemdir.

3. “AK Parti Kadın Kolları MKYK Üyesi Kaymakam Oldu” İddiası

Bazı basın yayın organlarında “Partili Kaymakam” başlığıyla yer alan, Amasya Hamamözü Kaymakam Vekili Şeyma Şendur’un AK Parti üyesi olmasına rağmen, bu göreve getirildiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Haberlerde, Şendur’un bir siyasi parti üyesiyken kaymakamlık görevine atandığı iddia edilerek algı oluşturmaya yönelik dezenformasyon yapılmıştır.

2020 yılına kadar AK Parti’de görev alan Şeyma Şendur, kaymakamlık sınavlarından önce 27 Mart 2020 tarihi itibariyle parti üyeliğinden istifa etmiştir. Devlet Memurları Kanunu’na göre, memuriyet hakkı kazanan kişinin atanmadan siyasi parti üyeliğini sonlandırması gerekmektedir. Kanunda, memur olacak kişinin memuriyetten önce herhangi bir siyasi partiye üye olmasını kısıtlayan bir madde bulunmamaktadır.

4. “Bir Polis Eleştirel Paylaşım Yaptığı için Gözaltına Alındı” İddiası

Sosyal medyada paylaşılan “Bir polis, eleştirel paylaşım yaptığı için gözaltına alındı” iddiası, manipülasyondur.

Gözaltına alınan kişinin, Türk Polis Teşkilatı ile ilgili ciddi dezenformasyon yayan, “Polis Sendikası” adlı sosyal medya hesabının yöneticisi olduğu ortaya çıkmıştır. Gerçek dışı iddiaları, tehdit ve şantaj aracı olarak kullandığı belirlenen kişi, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla tutuklanmıştır.

Tutuklanan memurun, görevinin her aşamasında Türk Polis Teşkilatı’nı küçük düşürecek faaliyetlerde bulunduğu, gizli bilgi ve belgeleri üçüncü şahıslarla paylaşarak çıkar sağladığı ve manipülasyonlarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı tespit edilmiştir.

İlgili personelin daha önce disiplinsiz davranışları sebebiyle geçmişte birçok kez soruşturma geçirdiği ve disiplin cezası aldığı ortaya çıkmıştır.

5. “HDP Taksim Saldırısının Araştırılmasını İstedi AK Parti ve MHP Reddetti” İddiası

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP’nin Taksim saldırısının araştırılması için araştırma önergesi verdiğini, önergenin AK Parti ve MHP tarafından reddedildiğini ileri sürdü. TBMM Genel Kurul Tutanakları incelendiğinde, HDP’nin önergeyi verme amacının Taksim saldırısının araştırılması değil, sözde Türkiye’nin ÖSO ve HTŞ ile ilişkilerinin araştırılması olduğu tespit edilmiştir.

İddiaya konu önerge, HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ile Hakkı Saruhan Oluç imzasıyla, “İktidarın Suriye Dış Politikası bağlamında ÖSO-HTŞ vb. yapılarla olan ilişkileri ve bunun siyasal-toplumsal etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.” şeklinde sunulmuştur.

Saldırının faili Ahlam Albashır’ın, terör örgütü PKK/YPG bağlantılarını itiraf etmesine rağmen önergede okları PKK/YPG üzerinden çekmek amacıyla Suriye’deki başka örgütlere çevrilmeye çalışılmıştır. Ayrıca “27. DÖNEM 6. YASAMA YILI 24. Birleşim 23 Kasım 2022 Çarşamba” tutanağı incelendiğinde, Beştaş’ın yine Türkiye’nin ÖSO ve HTŞ ile ilişkilerinin araştırılmasını istediği belirlenmiştir

6. “Cumhurbaşkanlığı Koruma Araçları için Yeni Lüks Araç Siparişi” İddiası

FETÖ’nün sosyal medya hesaplarından paylaşılan otomobil görüntülerinin “Cumhurbaşkanlığı koruma araçları için sipariş edilen yeni lüks otomobiller” olduğu iddiası, örgütün yaymaya çalıştığı dezenformasyon örneklerinden biridir. Görüntülerdeki araçların, Cumhurbaşkanlığı ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca görüntülerin, yıllar öncesine ait olduğu tespit edilmiştir.

Araçlar, 2019 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) makam hizmeti için kullanılmak üzere kiralama usulüyle alınmıştır. Yeni bir araç alımı veya kiralama sözleşmesi söz konusu değildir.

Görüntülerin, yıllar önce kiralanan araçlara ışıklı uyarı sistemi montajı yapan bir elektronik firmasının sosyal medya hesabından alınarak manipüle edildiği belirlenmiştir. Firmanın sosyal medya hesabı incelendiğinde, videonun 3 yıl önce paylaşıldığı görülmektedir.

7. “Üç Suriyeli Taksim’deki Terör Saldırısıyla Dalga Geçti” İddiası

Sosyal medyada paylaşılan ve bazı basın yayın organlarında habere konu olan “Üç Suriyeli Taksim’deki terör saldırısıyla dalga geçti” iddiası, gerçek dışıdır.

İstiklal Caddesi’nde altı vatandaşımızın hayatını kaybettiği hain saldırı, 13 Kasım’da gerçekleştirilmiştir. İddiaya konu görüntülerin, 6 Kasım tarihinde sosyal medyada paylaşıldığı belirlenmiştir.

Kimliği tespit edilen görüntülerdeki şahıslar Suriyeli değildir ve söz konusu görüntülerde terör saldırısına dair herhangi bir gönderme bulunmamaktadır. Kimliği tespit edilen F.R.’nin 8 Kasım, A.O.’nun ise 10 Kasım’da Türkiye’den ayrıldığı belirlenirken görüntülerdeki üçüncü şahıs A.A. ise Beyoğlu’nda kaldığı otelde gözaltına alınmıştır.

8. “Altı Afgan İki Türk Vatandaşını Hastanelik Etti” İddiası

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, “Konya Argıthanı’nda bir petrol istasyonuna gelen 6 Afgan saldırgan, 2 Türk çalışanı hastanelik etti” iddiası, manipülasyondur.

Özdağ’ın görüntülerini paylaştığı olay, 13 Kasım 2022 tarihinde Konya’nın Ilgın İlçesinde meydana gelmiş, Türk vatandaşı gruplar arasında yaşanan karşılıklı darp olayı, adli mercilere intikal etmiştir. Olayın mültecilerle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.

9. “Düzce’deki Rabia Anıtı Kaldırıldı” İddiası

Bazı sosyal medya hesaplarından, “Düzce’deki Rabia heykeli kaldırıldı” iddiasıyla paylaşılan görüntüler, 2019’daki taşıma esnasında çekilen görüntülerdir. İddia yalan, görüntüler çarpıtmadır.

Düzce’deki Rabia Anıtı, ilk olarak Düzce Terminal Kavşağı’na yerleştirilmiştir. Sürücülerin görüşünü engelleyerek trafik kazasına sebebiyet verebileceği gerekçesiyle, 10 Ekim 2019’da bulunduğu kavşaktan alınarak Düzce’deki Küçüksu Evlendirme Dairesi’ne dahil olan park içine yerleştirilmiştir.

Anıt, daha önce de benzer bir dezenformasyonla gündeme gelmiştir. Geçtiğimiz yıllarda, “Düzce Belediyesi’nin Eski Terminal Kavşağı’ndaki Atatürk heykelini kaldırarak yerine Rabia Anıtı diktiği” iddia edilmiştir. Ancak, Rabia Anıtı’ndan önce, kavşakta herhangi bir heykel, büst veya anıt bulunmadığı tespit edilmiştir.

10. “OECD Verilerine Göre Türkiye ‘Kadına Şiddet’ Konusunda Birinci Sırada” İddiası

Bazı sosyal medya hesaplarından kurgulanmış istatistiklerle paylaşılan, “Türkiye, OECD verilerine göre kadına şiddette dünyada birinci sırada” iddiası, doğru değildir.

OECD’nin derlediği ülkelerde kadına karşı şiddete ilişkin paylaşılan verilerde Türkiye, iddia edildiği gibi yüzde 38 oranla ilk sırada değil yüzde 13.3 oranla 152 ülke arasında 94. sıradadır. Türkiye, bu sıralamayla İsviçre, Almanya ve Estonya gibi ülkelerin altında yer almaktadır.

11. “ABD HAARP Sistemiyle Düzce Depremini Tetiklemiş Olabilir” İddiası

Düzce’deki deprem sırasında kayda alınan bazı görüntülerdeki ışımalarla ilgili, “ABD HAARP sistemiyle depremini tetiklemiş olabilir” iddiaları, herhangi bir bilimsel bilgi ya da veriye dayanmayan komplo teorilerinden ibarettir.

Depremlerin oluşmasına faylar neden olmaktadır. Fayların belirli bir bölümünde biriken enerji, iki tarafında kalan blokları hareket ettirecek düzeye ulaştığında, kırılma meydana gelmektedir. Biriken enerji, serbest kalarak yer kabuğu içinde sismik dalgalar olarak yayılmaya başlamaktadır.

Sismik dalgalar geçtikleri zemini, dolayısıyla zemin üzerinde inşa edilmiş yapıları da sarsmaktadır. Depremi oluşturan enerji birikimi, bölgedeki kayaçlar ve onları oluşturan minerallerde stress birikimine, dolayısıyla kayacı oluşturan bazı minerallerin elektriksel özelliklerinde değişime neden olmaktadır.

Fayda hareketin başlaması, dolayısıyla depremin meydana geldiği zamana kadar biriken enerjinin serbest kalmasıyla sarsıntı meydana gelirken bu elektriksel değişim parlak ışımalara yol açabilmektedir. Deprem sırasında görülen bu ışıklar, deprem ışıkları olarak adlandırılmaktadır.

Düzce’de meydana gelen deprem sırasında kayda alınan ışık görüntüleri, bu tür ışımalarla benzerlik göstermektedir. Bu durumlarda, görüntünün çekildiği zaman önemlidir. Görüntüler deprem sonrasında çekilmiş ise deprem ışığı olamaz. Görüntüler incelendiğinde, videonun deprem sırasında çekildiği görülmektedir.

ABD’deki, Yüksek Frekanslı Aktif Aurorasal Araştırma Programı (HAARP), iklim kontrol silahı, yapay deprem oluşturma sistemi ve zihin kontrolü sistemi gibi birçok komplo teorisine konu olmuştur.

HAARP programı Alaska’nın Gaskona bölgesindeki ABD Hava Kuvvetlerine ait bir arazi üzerinde yer alan büyük bir tesiste işletilmektedir. Bilim insanları ve eleştirmenler, bu iddiaların tesisin kabiliyetlerinin çok üzerinde olduğunu ve doğa biliminin kapsamını aştığını savunmaktadır.