Evde Beslediklerimize Hiç Benzemiyorlar: Canlı Olarak Hiç Görmediğimiz, Soyu Tükenmiş 13 Köpek Irkı

Evde Beslediklerimize Hiç Benzemiyorlar: Canlı Olarak Hiç Görmediğimiz, Soyu Tükenmiş 13 Köpek Irkı

Dünya üzerinde ne yazık ki nesli tükenmiş veya tükenmekte olan çok sayıda canlı türü var. Köpekler bu canlı türlerinden sadece biri. Bilinen 350’den fazla köpek ırkı olmakla birlikte, yıllar içinde bu ırklardan bazılarının nesli tükenmiş durumda.

Bu tür yok oluşların birçok nedeni var. Modası geçtiği düşünülen ırklar, insanlar tarafından üremeye teşvik edilmedi; bazen de evrimsel süreçlerde doğal hayata uyum sağlayamayan köpekler, diğer ırklar arasında kaybolup gitti. Bir kısmı da yetiştirildikleri aktiviteler için kendilerine artık ihtiyaç duyulmadığından ortadan kayboldu.

Günümüzde var olan köpek ırklarının, soyunu tehlikeye atma konusunda yapılan en büyük hatalardan biri ise köpeklerin başka ırklarla çiftleştirilerek safkan ırkların tehlikeye atılması. İşte bu gibi sebepler nedeniyle nesli tükenmiş olan köpek ırklarını sizler için bir araya getirdik.

Başarısız bir proje olarak görülen “İngiliz Beyaz Teriyeri”.

Eski İngiliz Teriyeri olarak da bilinen bu ırk, 18. yüzyılda İngiltere’de zaman içinde birçok değişim geçirdi. 80’lerin sonunda, bazı yetiştiricilerin yeni türler yaratma ihtiyacından doğan bu türle birlikte dik kulaklı küçük beyaz teriyerlerin versiyonları yaratıldı.

İngiliz Beyaz Teriyeri, ne yazık ki halkın ilgisini uzun süre koruyamadı ve yaratılışından yaklaşık otuz yıl sonra nesli tükendi.

En eski ırklardan biri olan “Kuri”.

Bu köpek türünün ismi, MS. 13. yüzyılda Doğu Polinezya’dan göç ederken ataları tarafından getirilen Maori kabilelerinden gelir. Kuri, gür kuyruğa ve kısa bacaklara sahip olmasından ziyade havlamak yerine ulumasıyla bilinirdi.

1860’larda Avrupalı yerleşimciler Yeni Zelanda’ya akın etmeye başladığında, Kuri’lerin nesli tükendi. Bunun sebebi bu köpeklerin, bölgedeki Avrupalı köpeklerle çiftleşmemesiydi.

Adeta bir tazı olarak tasvir edilen “Talbot”.

Orta Çağ’da yaşadığı ve Normandiya’da ortaya çıktığı bilinen Talbot, av köpeği olarak kullanıldı. Genellikle küçük veya orta büyüklükte tasvir edilen bu tür, beyaz rengi, uzun sarkık kulakları ve uzun kıvrık kuyruğa sahipti.

İngiltere’de çok yaygın olduğu bilinen Talbot’ların ataları, Modern Beagle ve Bloodhounds idi. 18. yy’ın sonuna doğru nesli tükenen ırkın, soyundan gelen torunlarının hala Dünya’da dolaştığına inanılıyor.

Britanya Kolombiyası olarak bilinen “Salish Yün Köpek”.

Adından da anlaşılacağı gibi beyaz yünlü kürkü ve küçük yapısıyla dikkati çeken Salish, Washington ve Britanya halkları tarafından tanıtıldı. O zamanlar koyun ve yün elde edebilecek başka bir kaynak bulunmadığından bu ırkın tüylerine talep çok fazlaydı ve bu tüyler yünlü battaniye yapmak için kullanıldı.

Comox köpeği ismi de verilen bu türe, zaman içinde tekstil ürünlerine ulaşımın kolaylaşması sebebiyle ihtiyaç kalmadı ve bu doğrultuda nesli tükendi.

Antik Yunan tarihine damgasını vurmuş “Molossus Köpeği”.

Molossian tazı veya Molosser olarak da bilinen bu köpek cinsinin evi Antik Yunan’dı. Bu ırk zamanında o kadar popülerdi ki Malossus’ların amblemi, para olarak basılan gümüş sikkelerde kullanıldı.

Bunun yanında dönemin Antik edebiyat sanatçıları, eserlerinde Molossian tazılarına yer verdi. Bu ırk, savaşmak, avlanmak, evi ve hayvanları korumak için kullanıldı.

Vejetaryen bir köpek türü: Hawaii Poi.

Güney Pasifik’e özgü, sıska ve çarpık bacaklarıyla dikkati çeken bu tür, işlevsel bir rolünden ziyade yüzyıllarca evcil hayvan olarak kabul edildi. Polinezyalılar, Poi köpekleriyle o kadar güçlü bağlar kurmuştu ki, insanlarla bu köpekleri birlikte gömmüştü.

Poi kelimesi, pişmiş taro köklerinin ahşap bir tahtada macun benzeri bir kıvama gelene dek ezilmesiyle oluşan, temel bir gıda ismiydi ve bu besin, Poi ırkının vejetaryen biçimindeki beslenme şekliydi.

Ne yazık ki bu ırk, aynı zamanda o dönemde yiyecek olarak tüketiliyordu. Bir Poi öldüğünde dişleri mücevherlere işlenebiliyor ve kürkü giysilerde kullanılabiliyordu.

Boyutuyla dikkat çeken “Alp Mastif”i.

Alp Mastifleri, MÖ. 500’den önce St. Bernard ırkının atası olarak kabul edilen bir cinsti. Pek çok mastiff türü olmasına rağmen, Kuzey Avrupa kökenli olan bu ırkın ağırlığı 160 kg’ı, boyu da 1 m’yi aşabiliyordu.

1970’lerden bu yana insanlar, Saint Bernard, Great Dane, Great Pyrenees ve Bernese Dağ Köpeği türlerini melezleyerek, Alp Mastifini yeniden ortaya çıkarmak için çeşitli girişimlerde bulunmaya devam ediyor.

Kurtarma çalışmaları için geliştirilen Moskova Su Köpeği.

Rus ordusu tarafından yetiştirilen bu köpek ırkı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıktı. Moskova su köpekleri, denizcileri herhangi bir tehlikede güvenli bir yere çekip, onlara yardım etmekten ziyade hırçın davranışlar sergilemekteydi.

1980’lerde bu ırkın soyu, istenilen işlevin elde edilememesi ve popülaritesini yitirmesi sebebiyle tükendi.

Sahip olduğu hızla neredeyse bir çakalla yarışabilecek olan “Tavşan Hint Köpeği”.

Bu ırk, Kızılderililer tarafından Kuzey Kanada’da yetiştirildi. Sivri kulaklı ve küçük başlı bir vücut çerçevesine sahipti. Hızı göz önüne alındığında bu Hint köpeği, adeta bir çakalı andırıyordu. Diğer taraftan mizacının evcilleştirilmeye uygun olması ise onu evcil bir köpek haline getirdi.

Yerli avlanma yöntemleri popülaritesini yitirmeye başladığında ise diğer köpekler gibi bu türün de sonu geldi. Ayrıca ırkın diğer köpeklerle melezlenmesi, 19. yy’da köpeğin kimliğinin daha da kaybolmasına sebep oldu.

Aşçıların en büyük yardımcısı “Turnspit”.

Kökeni Birleşik Krallık’a dayanan bu tür, uzun bir vücuda ve kısa bacaklara sahipti. Turnspit köpeği, mutfakta şeflere yardım etmesi için evcilleştirildi. Onlardan beklenen asıl görev, dönerprit adı verilen bir tekerlek üzerinde koşarak eti sürekli çevirmeleriydi.

Turnspit köpeklerinin görevi o kadar yorucuydu ki, pek çoğu vardiyalı olarak çalışıyordu. Modern teknolojinin gelişimi ile, onlara ihtiyaç kalmadı ve bu ırkın soyu devam etmedi.

Agresif doğasıyla öne çıkan “Cordoba köpeği”.

Arjantin’in Cordoba şehrinde rastladığımız bu köpekler; güçlü, kuvvetli ve acımasızdı. Her zaman ölümüne savaşmaya hazır olan ve hareket halindeyken her türlü acıya dayanabilen bu ırk; Bull Terrier, Bulldog, Boxer gibi türlerin melezlenmesiyle ortaya çıktı. Cordoba’ların bu şiddetli doğası, nesillerinin tükenmesine sebep oldu.

Afrika’da ortaya çıkan “Habeş Kum Teriyeri”.

Bir diğer ismiyle Afrika Tüysüz Köpek, adını vücudunun doğasından alır. Genellikle başından kuyruğuna kadar vücudunun her köşesi tüysüzdür. Kulakları yarasayı andıran Kum Teriyerleri; siyah, gri ya da kum renginde olabilir.

Derisinde benekler bulunan örnekleri olmakla birlikte korkusuz, sadık ve sevecen özellikleriyle bilinir.

Hikayesi adında saklı olan “Tahltan Ayı Köpeği”.

Sahip oldukları kısa, gür ve her daim dik kuyruklarıyla tanınan ve beğenilen Tahltan Ayı Köpekleri, diğer ırklara göre oldukça küçük bir vücut yapısına sahipti. Tahltan halkı tarafından ayıları avlamak için yetiştiren bu tür, kendinden çok daha büyük hayvanları avlama yeteneğine sahipti.

Kuzeybatı Britanya Kolumbiyası ve Güney Yukon’un dağlık bölgelerinde yaşayan bu tür, çeşitli hastalıklar ve beslenme yetersizliğinden tarihin tozlu raflarında yerini alan köpek ırklarından biri haline geldi.

  • Kaynaklar: Arkeofili, Odie, My Pet Needs That
İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER