Filmleriyle İzleyenleri Kahkahalara Boğan Robin Williams’ın İntiharı ile Noktalanan Hayatı Hakkında İlginç Bilgiler

Filmleriyle İzleyenleri Kahkahalara Boğan Robin Williams’ın İntiharı ile Noktalanan Hayatı Hakkında İlginç Bilgiler

Kendine has eğlenceli performansı ve başarılı oyunculuğuyla tüm dünyayı kahkahalara boğan Amerikalı oyuncu Robin Williams, maalesef yakalandığı hastalık nedeniyle intiharı tercih etti ve sevenlerinin gülümsemelerini yasa dönüştürdü. Gelin onu güzel hatırlamamız için Robin Williams’ın hayatı hakkındaki ilginç bilgilere yakından bakalım.

21 Temmuz 1951 tarihinde dünyaya gelen, tam adıyla Robin McLaurin Williams 11 Ağustos 2014 tarihinde intiharı ile hayatını sonlandırdığı güne kadar hem tiyatro hem de sinema dünyasında sayısız eserde rol aldı ve izleyenlerini kahkahalara boğdu. Kendisi bir oyuncudan fazlası, bir komedyendi. Daha da ilginci Robin Williams filmleri arasında Ölü Ozanlar Derneği gibi ağır dram filmler de vardır.

Gösteri dünyasına gece kulüplerinde yaptığı küçük şovlarla başlayan Robin Williams, tiyatro dünyasında sürdürdüğü oyunculuk kariyerini yaptığı filmlerle taçlandırdı. Aldığı sayısız ödül ile adını sinema dünyasının usta isimleri arasına yazdırmayı başardığı gibi iyi bir koca ve iyi bir baba da olmuştur. Maalesef en sonunda intiharı ile hepimizi yasa boğan oyuncu Robin Williams’ın hayatı hakkındaki ilginç bilgilere gelin yakından bakalım.

İntiharı ile sevenlerini yasa boğan Robin Williams’ın hayatı hakkında ilginç bilgiler:

  • Sahneye ilk adımını bir kilise topluluğunda attı.
  • Uzun süre sokakta pandomim yaptı.
  • Profesyonel oyunculuk kariyeri az kalsın başlamadan bitiyordu.
  • Ünlülerin seslendirme yapma modasını Robin Williams başlattı.
  • Steven Spielberg’i geçirdiği ağır bunalımlı dönemden kurtarmak için ona özel stand-up gösterileri yaptı.
  • Ethan Hawke’nin kariyerini kurtaran Robin Williams oldu.
  • İngiliz olmadığı için Harry Potter’da oynamasına izin verilmedi.
  • Mrs. Doubtfire filmi için tam anlamıyla role girdi.
  • Robin Williams intiharı hastalığına dayanamadığı için tercih etti.

Sahneye ilk adımını bir kilise topluluğunda attı.

Robin Williams, 1973 yılında New York’ta bulunan The Juilliard School müzik okuluna başladı ama üç yıl sonra mezun olmadan ayrıldı. San Francisco’ya döndü ama burada uzun süre oyunculuk işi bulamadı. Derken bir kilisede doğaçlama atölyesi yapıldığını gördü ve buraya katıldı. Normalde doğaçlama ekip işidir ancak Robin Williams sahneye çıktığı zaman o kadar başarılıydı ki tüm gösteriyi tek başına yapıyordu. Bu gösteriler aklına stand-up fikrini getirdi. Ufak bir not, Robin Williams dünya çapında bir oyuncu olduktan sonra The Juilliard School ona fahri doktora unvanı vermiştir.

Uzun süre sokakta pandomim yaptı:

Aslında Robin Williams’ın pandomim yaptığı yıllar sonra ortaya çıktı. 1974 yılında o dönem The Juilliard School’da eğitim gören Robin Williams ve Todd Oppenheimer, isimsiz iki oyuncu olarak New York Central Park’ta pandomim gösterileri yapıyorlardı. Öğrenci harçlıklarını çıkarmak için yaptıkları bu gösteriler bir sokak fotoğrafçısı olan Daniel Sorine’nin ilgisini çekti ve ikilinin pek çok fotoğrafını çekti. Yıllar sonra oyuncu ünlü olduktan sonra bu fotoğrafların Robin Williams’a ait olduğunu anlayan Sorine, ikilinin daha önce hiç görmediği kadar başarılı olduğunu söylemiştir. İlginçtir Robin Williams yıllar sonra 1991 yapımı Shakes the Clown filminde gençlik yıllarındaki gibi pandomim yapmıştır.

Profesyonel oyunculuk kariyeri az kalsın başlamadan bitiyordu:

Robin William gece kulüplerinde stand-up yapıyordu ama asıl istediği oyunculuk kariyerine henüz başlamamıştı. Derken 1988 yılında ilk oyunculuk teklifini aldı, Samuel Beckett’in efsane eseri Godot’yu Beklerken oyununda Estragon karakterini canlandıracaktı. Metin oldukça ağırdı, bu nedenle Williams asla doğaçlama yapamazdı. Yetmezmiş gibi oyun Broadway dışı bir gösteriydi. Yıllar sonra New York Times muhabiri bu oyunu sorduğu zaman “Büyük bir riskti, bir daha asla Broadway’de oynamama ihtimalim bile vardı ama yine de bu riski aldım.” demiştir.

Ünlülerin seslendirme yapma modasını Robin Williams başlattı:

Eskiden oyuncular seslendirme yapmazdı, film dublajlarını ve seslendirmeleri yalnızca bu işin ustası seslendirme sanatçılar yapardı. Ta ki 1992 yılına kadar. 1992 yılında yapılan Alaaddin ve Hırsızlar Kralı animasyon filminde Cin karakterini Robin Williams seslendirdi. Ama ne seslendirme! Robin Williams o günden sonra animasyon filmlerin aranan seslendirmecisi oldu ve onunla birlikte sektör genişleyerek ünlü oyuncular da animasyon seslendirmeye başladı.

Steven Spielberg’i geçirdiği ağır bunalımlı dönemden kurtarmak için ona özel stand-up gösterileri yaptı:

Steven Spielberg 1993 yapımı Schindler’s List filmini çekerken çok zorlanıyordu. Çünkü filmi izleyenler hatırlayacaktır, filmin İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan dramı anlatan yoğun bir hikayesi vardır ve bu dram Spielberg’ ağır gelmiştir. Robin Williams da o dönem Peter Pan filminin başrolünü oynuyordu. Steven Spielberg’in anlattığına göre Williams onun yaşadıklarının farkındaydı ve haftada bir onu telefonla arayarak moralini yerine getirmek için 15 dakikalık stand-up yapıyordu ve elbette yönetmenin keyfi yerine geliyordu. Robin Williams’ın ne kadar güzel bir insan olduğuna dair inanılmaz bir örnek.

Ethan Hawke’nin kariyerini kurtaran Robin Williams oldu:

1989 yapımı Ölü Ozanlar Derneği filminde genç başrol oyuncularından bir tanesi olan Ethan Hawke’nin yıllar sonra anlattığına göre filmin çekim süreci epey zor geçmişti. Robin Williams sette neşe saçıyor, ciddi durmaya çalışan genç oyuncuları güldürüyordu. Kariyerlerinin ilk önemli rolünü oynayan genç oyuncular elbette buna deli oluyor ve yine Ethan Hawke’nin dediğine göre ondan nefret ediyorlardı.

Neredeyse oyunculuk kariyerini başlamadan bitirmeye karar veren Ethan Hawke, film çekimleri bittikten sonra bir telefon aldı. Arayan Robin Williams’ın önerisi üzerine onunla sözleşme yapmak isteyen bir menajerdi. Ethan Hawke, adını usta oyuncular arasına yazdırmayı başardığı tüm projeleri bu menajer sayesinde aldığını ve bugün hala aynı isimle çalıştığını söylüyor.

İngiliz olmadığı için Harry Potter’da oynamasına izin verilmedi:

Robin Williams gerçek bir Harry Potter hayranıydı. Kitabın sinemaya uyarlanacağı haberini alınca hemen serinin yazarı J. K. Rowling’e bir mektup yazdı. Mektup hayran bir çocuk tarafından yazılmış gibi yalvarırcasına Hagrid rolünü oynamak istediğini söylüyordu. Fakat Rowling ünlü oyuncuyu reddetti çünkü tüm oyuncu kadrosunun İngilizlerden oluşmasını istiyordu.

Mrs. Doubtfire filmi için tam anlamıyla role girdi:

1993 yapımı Mrs. Doubtfire filminde Robin Williams, boşandıktan sonra çocuklarıyla vakit geçirmek için yaşlı dadı kılığına giren bir adamı canlandırıyor. Film çekimleri öncesi ise oyuncunun bazı endişeleri vardı çünkü yaşlı dadı kılığının gerçekçi göründüğünden emin olmak istiyordu ve bunun için bir oyun yaptı. Mrs. Doubtfire kılığına girdi ve filmde çocuklarını oynayan oyuncularla bu kılıkta tanıştı. Çocuklar gerçekten de onu tanımadılar. İşte ancak o zaman rol Williams’ın içine sindi.

Robin Williams intiharı hastalığına dayanamadığı için tercih etti:

Dünya çapında onu tanıyan tanımayan herkesi güldürmeyi başaran oyuncu Robin Williams maalesef 11 Ağustos 2014 tarihinde evinde intihar etmiş olarak bulundu. Nedeni ise sonradan anlaşıldı. Williams, Lewy Cisimcikli Demans isimli bir tür parkinson hastalığına yakalanmıştı. Hastalık ilerledikçe başına geleceklerden korkarak depresyona girdi ve maalesef en sonunda canına kıydı. Cansız bedeni yakıldı ve külleri San Francisco Körfezi’ne savruldu.

Kendisini tanıyan herkesi güldürmeyi başarsa da intiharı ile hepimizi yasa boğan oyuncu Robin Williams’ın hayatı hakkındaki ilginç bilgilerden bahsederek onu tekrar güzel bir şekilde anmaya çalıştık. Robin Williams hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.