Görsel Yapay Zeka Araçları El ve Ayak Parmaklarını Resmederken Neden Sapıtıyor?

Görsel Yapay Zeka Araçları El ve Ayak Parmaklarını Resmederken Neden Sapıtıyor?

Teknolojinin hemen her alanında karşımıza çıkan yapay zeka, halihazırda hala gelişmekte olan bir teknoloji. Öyle ki Midjourney, Dall-E gibi en gelişmiş görsel yapay zeka araçları bile hala el ve ayak çizimi konusunda oldukça kötüler.

Aklımıza gelen her şeyi, istediğimiz tarzda resimlere dönüştürebilen yapay zekalar; konu el, ayak çizimi olduğunda oldukça ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Kimi zaman insanlara fazladan parmaklar ekliyor, kimi zaman ise eksik bırakıyor ve hatta parmaklar, olması gerektiği yerde olmuyor.

Eğer siz de benim gibi; görsel sanatlar konusunda eğitim almış ve bu konuda uzman bir insansanız yapay zekanın bu başarısızlığının sebeplerini tahmin ediyor olabilirsiniz. Ancak yine de teknolojinin bu kadar geliştiği dünyamızda bu, hepimiz için şaşırtıcı bir durum.

Hatta yapay zekayı sosyal medyanın diline düşürecek kadar…

“El çizmeyi de asla öğrenmezsen yapay zeka seni kopyalayamaz ve elleri doğru yapamaz.”

“Beklenti: Yapay zeka sanatı her şeyi çizebilir!
Gerçek: El çizerken yapay zeka sanatı.”

“El çiziminde kötü olmak: Ben ve yapay zeka”

Yapay zeka programları tarafından çizilen el ve ayaklara bir bakalım. Gerçekten abartıldığı kadar kötü mü?

Leonardo.Ai’ın çizdiği eller:

Leonardo.Ai tarafından resmedilen ayaklar:

Dall-E’nin çizdiği eller:

Yapay zeka, seni anlıyoruz çünkü el ve ayak çizmek konusunda tek zorlanan sen değilsin.

Daha önce bir insan çizmeyi denediyseniz yüksek ihtimalle el ve ayak çizerken epey zorlanmışsınızdır. Zira bir resim kursuna gittiğinizde bile (eğer daha önce bu konuda bir eğitiminiz yoksa) ilk etapta el ve ayakları yalnızca bir silüet olarak çizmeniz istenir. Çizimi detaylandırmak ve her şeyiyle doğru bir şekilde kağıda dökmek için ise öncelikle insan anatomisini anlamak, açı ve ölçü bilmek, oran-orantı bilgisine sahip olmak gerekir.

Böylelikle modelin vücudunda gördüğünüz girinti, çıkıntıların hangi kas veya kemikten kaynaklandığını anlayabilir ve daha doğru bir resim çizebilirsiniz. Ancak iş el ve ayak çizmeye geldiğinde yalnızca yapay zeka değil; biz insanlar da zorlanabiliyoruz.

Bunun sebebi; el ve ayakların, insan vücudunun çok küçük bir bölümünü kaplıyor olmasına rağmen (parmaklar gibi) hareketli ve epey detaylı kısımlara sahip olması.

İnsan vücudunun çok küçük bir alanını kaplayan ve oldukça fazla detaya sahip bu uzuvları çizmek hiç de kolay değil. Zira el ve ayakların ayrı ayrı iskelet ve kas sistemini bilmeniz, insan vücuduna orantılamanız gerekir. Her insanın el ve ayak büyüklüğünün, parmak uzunluğunun birbirinden farklı olması da bir başka kafa karıştırıcı konu… Durum böyle olunca da ne kadar çok parmak varsa, yazdığımız metni dakikalar içinde resme dönüştüren yapay zeka programlarının kafası da bir o kadar karışıyor.

Elbette yapay zeka, insan beyni gibi nesneleri doğru bir şekilde tamamlayamıyor veya hayal edemiyor. Bu da önceden “Bir elin 5 parmağı olur” diye öğrenmiş olsa bile birden fazla elin olduğu görsellerde parmakların eksik veya fazla olmasına ya da doğru yerde olmamasına sebep oluyor.

İnsan beyni ise gördüğü nesneleri doğru bir şekilde tamamlayabiliyor. Örneğin Yüzüklerin Efendisi evrenindeki Uruk-hai ırkını Midjourney’e çizdirdiğimiz (yukarıdaki) görsele ilk baktığınızda fazlalık parmakları fark etmemiş olabilirsiniz. Yapay zeka tarafından oluşturulan görsellerdeki hataları çoğu zaman fark etmememizin sebebi de beynimizin bize oynadığı bu küçük oyun.Tıpkı küçükken izlediğimiz çizgi filmlerdeki karakterlerin 3 veya 4 parmaklı olduğunu, yaşımız ilerledikçe fark etmemiz gibi.

İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER

Portre konusunda ise el ve ayak çizimleri kadar başarısız değil.

Bir kuru kafa çizip, üzerine binlerce farklı portre oturtabilirsiniz çünkü kafatasımızın boyutları değişse de istisnalar haricinde şeklinde çok büyük bir değişiklik olmaz. Göz çukurları, burun çıkıntısı ve ağız kısmı genellikle hep aynı yerdedir.

Üstelik kafamızda yer alan iskelet sistemi, parmaklarımıza kıyasla daha az hareketli ve daha az detaylıdır. Haliyle gözlerimizin, burnumuzun veya ağzımızın nerede durması gerektiği de çok daha tahmin edilebilirdir.

İLGİLİ HABER

Bir de el ve ayak anatomisine bakalım.

Ellerimizde (baş parmaklar hariç) her parmak için 3 farklı boğum bulunuyor. Bir eli çizmek için her kıvrımın, girinti ve çıkıntının anatomik olarak doğru yerleştirilmesi gerekiyor.

Yani el ve ayaklarımızdaki bu sayısız ayrıntı, kas ve iskelet sistemimiz yapay zekaya oldukça karmaşık geliyor. Üstelik biraz önce de bahsettiğimiz gibi hepimizin el, ayağı birbirinden farklı.

Bu sebeple el ve ayak çizmek için işin içine biraz da yaratıcılık katmak gerekiyor.

Yapay zeka programları genel olarak öğrenmeye bağlı olarak çalışır. Verileri işleyip analiz edebilir ancak işin içine yaratıcılık girdiğinde başarılı sonuçlar veremez.

Yapay zekadan yalnızca bir el çizmesini istediğinizde başarılı olma ihtimali artar ancak iki insanın el ele tutuşması gibi daha karmaşık desenlerde eldeki tüm parmakların boyutunu ve duruşunu yaratıcı bir şekilde tamamlayamaz. Yani yapay zeka size önceden var olan bir şeyi verebilir ancak yeter ki ondan yaratıcı olmasını istemeyin.

Bir başka yapay zeka programı ChatGPT’ye “Neden yapay zeka programları el ve ayak çizimi konusunda bu kadar kötü?” diye sorduk ve neden bir sanatçı gibi el çizemediklerini şu şekilde açıkladı:

Peki yapay zekalar bir gün el ve ayak çiziminde başarılı olabilir mi?

Midjourney A Milli Futbol Takımı çizimi.

Tek başına bir el çizmek çok zor değil ancak bunu bir bütünün içine oturtmak ve detayları doğru bir şekilde aktarmak oldukça zor. Yapay zekadan çizmesini istediğiniz metinde ne kadar çok el, ayak ve parmak ve parmak varsa; kafası da bir o kadar karışacaktır. Bu sebeple girdiğimiz “prompt”larda el ve ayaklara dair daha detaylı bilgiler vererek başarılı bir çizimler yapmaları konusunda yardımcı olabiliriz.

Yapay zeka teknolojisinin gelişmesiyle günün birinde hatasız çizimler ortaya koymaları elbette mümkün. Ancak estetik anlayışa sahip, yaratıcı çizimler yapabilmesi pek de mümkün değil. Zira yalnızca öğrenmeye bağlı programlar olduklarını unutmamak gerekiyor. Programlanmış olmalarına rağmen her zaman “doğru” hareket etmediklerini de zaten biliyoruz.

İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER