GSM Operatörleri, Tarihimizin En Büyük Felaketinde Sınıfta Kaldı: Yerli İHA, Baz İstasyonu Olarak Görev Yapmaya Başladı

GSM Operatörleri, Tarihimizin En Büyük Felaketinde Sınıfta Kaldı: Yerli İHA, Baz İstasyonu Olarak Görev Yapmaya Başladı

Deprem bölgesinde üç büyük operatör de büyük bir iletişim sorunuyla karşı karşıya. Bir yanda artan tepkiler, diğer yanda çalışmalarını sürdürmeye çalışan operatörler… Bu skandal neden yaşanıyor?

Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve üç şehrin büyük oranda yok olmasına yol açan iki büyük depremin üçüncü gününe de büyük bir huzursuzlukla uyandık. Bölgedeki durumun ne kadar ciddi olduğu net değil, üstelik yardım ve kurtarma çalışmaları da hala pek çok noktaya erişemiyor.

Tüm bunlar devam ederken, özellikle Hatay bölgesinin büyük çoğunluğunda hiçbir şekilde mobil bağlantı bulunmadığı ifade ediliyor. Bu durum büyük tepkiye yol açmaya devam ediyor. Peki, bölgede son durum ne, operatörler ne diyor?

Yerli İHA Aksungur, baz istasyonu görevi görmeye başladı:

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Aksungur’un ilk kez denenen bir teknolojiyle bölgede aktif rol üstlendiğini paylaştı. Aksungur, bölgede iletişimi sağlamanın yanı sıra bölgeden anlık görüntü aktarımı da yaparak vatandaşlara ve kurtarma ekiplerine destek oluyor.

Operatörler üzerinden neden hala iletişim kurulamıyor?

İki büyük deprem, operatörlerin ve tüm şebekelerin kullandığı ve bulunduğu ve kritik altyapı sistemlerini çökertti. Peki bu altyapı neydi?

Ülke genelindeki mobil iletişim ağı, özellikle şehir içinde binalar ve yüksek bölgeler üzerine kurulan baz istasyonları aracılığıyla gerçekleşiyor. Fakat iki büyük deprem sonrası binlerce bina çöktü, beraberinde baz istasyonları da yerle bir oldu.

Yani mevcut iletişim sorunu, daha önce karşılaştığımız ve Kahramanmaraş depremine kıyasla daha az hasarla atlattığımız deprem ve afetlerden farklı olarak yoğunluk nedeniyle yaşanmadı. Altyapı, fiziksel olarak yok oldu.

Bu tür durumlarda nasıl önlemler alınıyor?

Altyapı, böylesi büyük felaketlerde yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın farklı ülkelerinde de yok olabiliyor. Örneğin Nepal’de 2015 yılında gerçekleşen 8.1 büyüklüğündeki (Mw) depremin ardından da benzer bir sonuç görülmüştü.

Operatörler ve iletişim teknolojisi geliştiren şirketler, bu tür afet durumlarında mobil baz istasyonları ile bölgede iletişim ağını kurmaya çalışıyor.

İletişim ağının önceliği de olabiliyor:

Afet bölgesinde kurulan mobil iletişim ağı, öncelikle yardım ve kurtarma için bölgeye varan ekiplerin iletişimini sağlamayı amaçlıyor. Bu da iletişim hizmetinin halka ulaşmasının gecikmesinin bir başka nedeni.

Şu anda bölgede neler yapılıyor?

Cumhurbaşkanı, bölgede altyapının ayağa kaldırılmasında görev alacak binlerce iş makinesinin ülkenin dört bir yanından bölgeye doğru hareket ettiğini açıklamıştı. Durum hakkındaki gelişmelerin de takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Telekom operatörlerinden ortak açıklama:

Üç operatörün de bir arada olduğu Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği bünyesinde bir açıklama paylaşıldı:

Operatörler, ayrıca açıklamalarda da bulundu:

Turkcell, paylaştığı açıklamada iletişim ihtiyacı için ülke çapında çalışmaya devam ettiğini, bölgede iletişimi kesilen 900 sahada tekrar servis sağlandığını paylaştı. Ayrıca bölgeye çok sayıda mobil baz istasyonu ve jeneratör sevk edildiğini de ifade etti.

Türk Telekom da depremin ilk günü olan 6 Şubat’ta yaptığı açıklamada bölgeye mobil baz istasyonları sevk ettiğini paylaşmıştı. Vodafone da yine 6 Şubat’taki açıklamasında destek çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etmişti.

Vodafone ve Türk Telekom, konu hakkında henüz yeni bir açıklama paylaşmadı. Yine de bu, kesinlikle şirketlerin şu anda çalışmadığı anlamına gelmiyor.

Mobil operatörler dışında iletişim teknolojileri liderlerinden Huawei de bölgeye desteğini gönderdi:

Peki, yakında sormaya başlamamız gereken sorular neler?

Bugünün gündemi bu değil ve büyük bir afet, geçmiş hatalar nedeniyle büyük bir yıkıma yol açtı. Ancak bugün bunu değiştiremesek de gelecekte bunu değiştirmek zorundayız.

Bunun için, çok daha dayanıklı binalar inşa etmenin yanı sıra yeni nesil altyapı teknolojilerine geçiş yapmamız gerekiyor. Ayrıca olası bir afet durumuna karşı UYGULANABİLİR afet planlarının yapılması, bu planların gerçekleştirilmesi için HER AN KULLANIMA SUNULABİLECEK mobil altyapının da hazırda bulunması gerekiyor.

Bu konuda geçmişte Turkcell’den Dronecell gibi teknolojiler görmüştük. Özellikle afetlerde iletişim desteği sunmak için tasarlandığı vurgulanan Dronecell’i bugün Google’da arattığımızdaysa maalesef sayfanın devre dışı bırakıldığını ve Turkcell ana sayfasına yönlendirildiğimizi görüyoruz:

Yine aynı şekilde kendi imkanlarımız yetmiyorsa, dışarıdan gelebilecek her türlü desteğe de hazır olmamız gerekiyor. Bugün, on binlerce vatandaş halen enkaz altında, dondurucu soğukta kurtarılmayı bekliyor. İletişim altyapısının çöküşü ekipler arası koordinasyonu zedelerken, Starlink gibi teknolojilere neden onay verilmediğine anlam verilemiyor.