Her Gün Çıkan Uzaylı Haberlerine Bakış Açınızı Değiştirebilecek 5 En Ünlü UFO Olayı
UFO gördüğünü tez eden beşerler birer yanılsama içinde miydiler? Yoksa hepsi birer şarlatan olabilir mi? Bu muammaya kesin bir cevap bulabilmemiz mümkün değil. Yeniden de kendimizi araştırmaktan ve düşünmekten alıkoyamıyoruz. Kayıtlara geçmiş en ünlü UFO (unidentified fying object) hadiselerine dönüp bir bakalım.
1. Kayıtlarda Bir Birinci; Parlak Işıklar ve Olağandışı Süratte Bir Araç Gördüğünü Tez Eden Havacı Kenneth Arnold’un UFO İhbarı – Haziran, 1947
Kenneth Arnold, Washington Eyaleti’nden, Rainier Dağı yakınlarından doğuya uçuyordu. Gökyüzünde bir anda beliren parlaklık ile başını kuzeye çeviren Arnold, dayanılmaz bir süratle ilerlemekte olan dokuz uçan cisim gördü. “Su üstünde kayan birer fincan tabağı görünümlü uçan cisimler” benzetmesini yapan Arnold, cisimlerin birebir vakitte bir at nalı formuna benzediğini de bildirmiştir. Basının ilgisini çeken bu olay “uçan daire” manşetiyle duyuruldu. Bu cisimlerin en süratli jetlerden üç katı bir süratle, 2172km/s ile uçtukları hesaplanmıştır.
2. Meksika’daki Bir Çiftliğe Düşen UFO ve Komplo Teorileri, Roswell Kazası – Temmuz, 1947
Kenneth Arnold’un ihbarından bir ay sonra New Mexico eyaletinin Roswell kentindeki bir çiftliğe tıpkı Arnold’un tasvirindeki üzere uçan daireye benzeri bir hava aracı düştü. Roswell Hava Üssü’ndekiler bu enkazın bir “uçan fincan tabağı” olduğunu doğruladı lakin ABD ordusu bu cismin bir çeşit hava müşahede balonuna ilişkin olduğunu açıklayarak uçan fincan tabağı benzetmelerini örtbas etti. Ufologlar bir yahut daha fazla insanüstü uzay aracının dünyaya mecburî iniş yaptığını ve dünya dışı yolcuların ordu tarafından kurtarıldığını, Roswell kazasının da en kıymetli örneklerden biri olduğunu öne sürüyor. Ünlü Roswell olayı, en güzel arşivlenmiş ve en kapsamlı formda çürütülmüş UFO olaylarından bir tanesi olarak anılıyor. Düşen cismin sonrasındaki akıbeti hiçbir vakit gün yüzüne çıkarılamamıştır.
3. En Tartışmalı Kaçırılma Hadisesi, Barney ve Betty Hill Çifti ve Gerçekleri Ortaya Çıkaran Hipnoz Tekniği – Eylül, 1961
Amerikalı çift Barney ve Betty Hill, otomobilleriyle yaptıkları seyahat sırasında New Hampshire’da kırmızı ışıklar saçan bir cisimle karşılaştı. Cisme daha yakından bakmak isteyen Barney, arabasından indi ve dürbününü bu cisme doğrulttu. Üzerinde uzaylıların da bulunduğu bir çeşit insanüstü gemi gören Barney, gemiden çıkan sesi işittikten sonra kaçmaya çalıştı. Bu kaçış teşebbüsü ve sonraki iki saatlik vakit dilimini hatırlayamayan çift, olanlardan sonra paranormal olaylara maruz kaldılar. Konutuna dönen çift, bir mühlet şok tesirinden çıkamadı. Betty’nin elbisesinde yanıklar vardı ve Barney’nin takma dişleri kayıptı. Daima kâbus ve gri varlıklar gören çift en sonunda hipnoz tekniğine başvurdu. Bu hipnoz, yıllar sonra bile tartışma konusu olabilecek kimi enteresan bulguları ortaya çıkardı.
Bulgular, Barney ve Betty çiftinin paranormal bir şeylere maruz kalmış olabileceğini resmen doğruluyordu!
Hipnoz tesirinde açığa çıkarılan iki olay çok önemliydi. Hipnoz tesirindeki Betty, bir uzaylının ona yıldız haritası gösterdiğini söyledi. Bu yıldız haritasının uzmanlar tarafından eskizi çıkarıldı. Asıl şok edici olaylar ise sonrasında gerçekleşti. Yıllar sonra keşfedilen Zeta Reticuli yıldız sistemi, bu eskizle tıpatıp birebirdi. Birebir vakitte, Betty’nin kıyafetindeki yanıklardan da korkutucu bir gerçek ortaya çıktı. Bu yanıklar tanımlanamayan biyolojik bir madde taşıyordu. Kurgu kuşkularını çürütebilecek gerçekçi bulguları taşıyan Barney ve Betty olayı, günümüzde araştırma konusu olmaya devam ediyor.
4. Tahran’da Parlak Işıklar Saçan Uçan Cisim Hadisesi ve Radarlarda Meydana Gelen Arıza, Bu Cisimler Nasıl Bir Teknolojiye Sahip? – Eylül, 1976
İran’ın başşehri Tahran’dan birbiri gerisine gökyüzünde parlak obje görülme ihbarları geliyordu. İhbarları dikkate alan ve cismi radarda görüntülemek isteyen yetkililerin ise görüntüleyebildiği bir şey yoktu. Çıplak gözle görülebilen cisim, Shahrokhi Hava Üssü’ndeki radardan görüntülenemiyordu. Bunun üzerine General Yousefi, F-4 savaş uçaklarına kalkış müsaadesi verdi. Lakin parlaklığının şiddeti nedeniyle 70 milden bile görülebilen bu obje, bir çeşit elektromanyetik enterferans yayıyordu. F-4, cisme yaklaştığı üzere pilotla üssün ortasındaki bağlantı kesilmişti. Pilot, bağlantının kesilmesi üzerine üsse geri döndü.
İkinci havalandırılan F4 uçağı, UFO’nun izini sürmekte başarılı oldu
Üsse dönen F-4 savaş uçağının akabinde öbür bir F-4 tekrardan cisme yanlışsız havalandı. Bu sefer pilot, renkli ışıklar saçan cisme git gide yaklaşıyordu. Cisim bir anda fevkalade süratle uzaklaşmaya başladı. Neyse ki pilot, UFO’nun izini sürmeye devam edebildi. Lakin bu takip uzun sürmedi. Parlak ışık yayan ana cismin içinden, ana cismin üçte biri boyutunda bir cisim çıkıverdi. Süratle üzerine gelen bu ikinci cismi gören pilot, silah denetim paneline doğrulsa da panel etkisiz haldeydi. Pilot, öteki seçeneği kalmayınca rotayı zıt istikamete çevirdi. Ortadaki fark açıldığında, ikinci cisim birinci cisimle tekrardan eksiksiz bir biçimde iç içe geçmiş ve silah denetim sistemi tekrardan çalışır hale gelmişti. Pilotların bu cisim ile ilgili eskizleri ve çeşitli yazılı betimlemeler ile yaşananlar çok yeterli bir biçimde belgelenmiştir.
5. Rendlesham Ormanına İnen Parlak Metal Koni ve Kayıtlarda Yapılan Manipülasyon – Aralık, 1980
1980 yılında, Birleşik Devletler Hava Kuvvetlerindeki askeri çalışanlar, NATO’ya ilişkin RAF üssünün dışındaki Rendlesham ormanına kırmızı renkte ışık saçan güneş gibisi oval bir objenin iniş yaptığını bildirdi. Birinci başta insan üretimi bir hava aracının düştüğü varsayılmıştı. Lakin düşen cisme yaklaşan çalışanların anlattıklarına nazaran bu metale misal çok parlak yüzeye sahip bir koniydi ve koninin üzerindehiyeroglifi andıran sembollervardı. Sonraki sabah ormanda inceleme yapan askerler ağaçların ve çalıların üzerinde yanık izleri buldular. Bu yanıkların, cisimin yaydığı güçten meydana geldiği varsayıldı. İki gece sonra, içlerinde Yarbay Charles Halt’ın da bulunduğu araştırmacılar tekrardan bölgeyi incelediler. Halt, inceleme sonrasında Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’na kısa bir not yazdı. Çok daha sonraki günlerde şahitler sorguya çekildi vehiçbir şey görmediklerine dairyazılı belge imzalatıldı. Muharrir Brenda Butler, olayla ilgili; “Hala açıklanacak bir sürü belge var, lakin o kadar büyük bir örtbas oldu ki,kimse ne olduğunu asla anlamayacak.” Demiştir. Günümüzde turistik bir yer haline gelen Rendlesham ormanında, bahsi geçen UFO’nun bir heykeli bile bulunmaktadır.
Ve Son Olarak, Nasa’nın Duyurduğu Tanımlanamayan Uçan Küreler
Uçan metal küreler birçok yerde görülmüştü lakin NASA’nın Nisan ayında yaptığı açıklama, bu kürelerin bilinmezliği konusundaki kuşkuları ortadan kaldırdı. Metalik kürelerin ne olduğuna dair NASA ve Pentagon tarafından bir cevap bulunamadı. Bahsi geçen uçan küreler, dünya üzerinde en çok rapor edilen UAP (Unidentified Anomalous Phenomena) hadiselerinden biri haline gelmiş bulunmakta. Yaklaşık dört metre çapında olan bu kürelerin çok enteresan hareketler yapabildiği de belirtildi. Birkaç farklı süratle uçmuş olduğu gözlemlenen kürelerin kimileri hareket etmezken kimileri uçuş halindeydi. 10.000 ile 30.000 fit ortasındaki bu gümüş, beyaz ve yarı saydam imajdaki küreler çoğu ticari uçakla tıpkı yükseklikte bulunuyor. Cismi yakalayamadıklarını ve hasebiyle da inceleyemediklerini aktaran Kirkpatrick, ilerleyen vakitlerde mantıklı bir açıklamanın bulunabileceğini söylüyor. Hasebiyle, uçan kürelerin uzaydaki hayatı temsil edebilme ihtimali biraz kanıtlanabilirlikten ötede kalıyor. İlerleyen vakitte bu küreler ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabileceğimizi umuyoruz.
Görülen cisimler uzaylılara ilişkin olmasa bile bir şeylerin bilimsel yahut ruhsal açıdan kanıtlanabilirliğinin bulunuyor olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. Tekrar de vakit kavramı çok daha farklı olan uzayın potansiyellerini hafife almamalı ve bizden üstün olan kainata karşı merakımızı kaybetmemeliyiz. Siz de bu bahisteki fikirlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.