İnsanlar Geçmişte Neden 5-10 Yaş Daha Büyükmüş Gibi Gösteriyordu?

İnsanlar Geçmişte Neden 5-10 Yaş Daha Büyükmüş Gibi Gösteriyordu?

Eski fotoğraflara baktığımızda insanların oldukları yaştan en az 5-10 yaş daha büyük göstermesi hepimiz için dikkat çekici olmuştur. Peki bunun neden olduğuna dair hiç fikir yürüttünüz mü?

Büyükannenizi/dedenizi ziyarete gittiğinizde hemen eski albümler ortaya çıkar, “Ben genç kızlığımda 40 kiloydum.” klişeleri ortaya atılır ve fotoğraflardaki hiç merak etmediğiniz insanların kim olduğu tek tek anlatılır…

Fotoğraflara bakarken 20’li yaşlarındaki bir fotoğraflarını gösterirler ve adeta 30’lu yaşlarında gibi gözüküyorlardır. Hemen kafanızda “Ben şu an böyle mi görünüyorum?” gibi sorular belirir. Hayır, öyle görünmüyorsunuz ve onların büyük görünmesinin çeşitli sebepleri var. Gelin, geçmişte insanların neden büyük göründüğüne hep birlikte bakalım.

Öncelikle biyolojik yaşın ve kronolojik yaşın birbirinden farkını ayırt edelim.

Birisi size yaşınızı sorduğunda doğum tarihinizden o zamana kadar geçen yılları hesaplayarak verdiğiniz cevap kronolojik yaşınızdır. İster 30 yaşındayken 10 yaşında bir çocuk gibi hissedin, ister 20 yaşındayken 70 yaşında bir yaşlı gibi hissedin; bu yaş değişmez.

Biyolojik yaş ise çevresel faktörlere, iklime, beslenme düzenine, sağlık hizmetlerine ulaşım imkânına, psikolojik destek erişimine, zararlı alışkanlıklarınızın olup olmadığına vs. değişiklik gösterir. İşte geçmişteki insanların daha yaşlı görünmesinin altında yatan sebeplerden biri bununla bağlantılı.

Yaşam tarzımız dış görünüşümüzü etkileyebilir.

Eski dönemlerde genellikle çok erken yaşta evlenilir ve hemen çocuk sahibi olunurdu. Bu sorumlulukların getirdiği hızlı olgunlaşmanın yanı sıra kadın bedeninin doğumdan sonra değiştiği de yadsınamaz bir biyolojik gerçek. Bu yüzden, annelerinizin ya da anneannelerinizin fotoğraflarına baktığınızda yaşlı görünmelerinin sebeplerinden birinin bu olma ihtimali çok yüksek.

Erkeklere baktığımızda ise, sigara tüketiminin sağlığa ve buna bağlı olarak dış görünüşe etkisini inkâr edemeyiz. Erken kırışma, cilt lekeleri, sararmış bıyık ve sakallar… Günümüzde bunların çözümleri olsa da o dönemler için böyle bir şey pek mümkün değildi.

Giyim tarzı, yaşla ilgili algımızı değiştirebilir.

Eski fotoğraflarda karşımıza çıkan demode saç ve giyim tarzları aslında o fotoğraflara bakarkenki algılayış biçimimizi şekillendirir. Günümüzde moda olan “vintage” ve “retro” tarzlara her ne kadar alışmış olsak da eskilere baktığımızda durum böyle olmaz.

Permalı kabarık saçlar, maxi elbiseler, vatkalı ceketler… Bunların hepsi algımızı etkileyerek fotoğraftaki insanların hızlı yaşlandıklarına dair bir düşünce yaratır.

Makyaj ve cilt bakımının dış görünüş üzerindeki etkisini inkâr edemeyiz.

Günümüzde hem teknolojinin yaygınlaşması hem de kozmetik sektörünün gelişmesiyle makyaj ve cilt bakımına olan ilgi ve alışkanlıklar epey değişti. Geçmiş fotoğraflardaki keskin göz kalemlerinin, koyu renk rujların, kıpkırmızı allıkların yerini “yok gibi makyaj”lar aldı.

Bunun yanında yaşlanma karşıtı kremler, hücre yenileyici serumlar, yüz yogaları, güneş kremi kullanımına özen gösterilmesi gibi cilt bakım rutinleri sayesinde günümüzde insanlar daha genç görünüyor. Anneannelerimizin YouTube’dan “yok gibi makyaj challenge” videoları izleme gibi bir şansı yoktu tabii…

  • Kaynaklar: Uplifers, Matematiksel
İLGİLİ HABER