”Meksika Uzaylı Cesetleri Buldu” Teziyle Paylaşılan Görüntüler Gündem Oldu: İşin Aslı Ne, Uzaylıların Varlığı Doğrulandı mı?

Öncelikle birinci soruya karşılık verelim; imajlar gerçek. Yani yapay zekayla oluşturulmuş bir imgeden ya da gerçekleşmemiş bir olaydan bahsetmiyoruz. Ancak alışılmış ki bu, görüntülere eşlik eden savların tamamının hakikat olduğu manasına gelmiyor. 

Peki olay tam olarak ne? Şöyle ki, Meksika’da uzun yıllardır ”UFO araştırmaları” gerçekleştiren bir araştırmacı olan Jaime Maussan, bir beşere ya da bilinen rastgele bir canlı tipine ilişkin olmadığını tez ettiği iki ‘cesedi’ parlamentoda sergiledi. Tezlerin ortaya atılması, açıklanamayan olağandışı olayların araştırıldığı bir kongre soruşturmasında gerçekleşti.

Bu tezler Maussan’ın birinci ‘uzaylı cesedi bulduk’ savları değil

İddiaları kongreye taşıyan isim olan Maussan, geçmişte de benzeri argümanları gündeme getirmiş; lakin ‘ortaya çıkardığı’ vücutların gelişimsel bir rahatsızlığa sahip insan çocuklarına ait olduğu ortaya çıkmıştı. 

Şimdi ise Maussan, bulduğu örnekler üzerinde Meksika Özerk Ulusal Üniversitesi’nde çalışmalar gerçekleştirdiğini ve ona eşlik eden bilim insanlarının çeşitli bilimsel tekniklerle DNA ispatları elde edebildiklerini argüman etti. Maussan, bulunan cesetlerin ‘bizim karasal evrimimize ilişkin olmadığını’ söz etti. Cesetlerin DNA’larının %30’undan fazlasının bilinen hiçbir canlıyla uyuşmadığı da iddia ediliyor.

Ayrıca Maussan’a eşlik eden ve buldukları cesetlerin anatomisi hakkında soruşturma kapsamında ayrıntılı açıklamalar yapan José de Jesus Zalce Benitez isimli adli tıp uzmanı da cesetlerin ‘insanlarla akrabalığı olmadığını’ söyleyebileceğini tabir etti. Ancak Maussan üzere Benitez’in de geçmişinde yanlışsız olmadığı kanıtlanan argümanlar var. Keza Maussan’a daha evvelki ‘uzaylı cesedi’ tezlerinde da kendisinin eşlik ettiği biliniyor.

”Kuş üzere hafif ancak güçlü kemikler, dişsiz bir çene ve büyük bir kafatası”

Benitez’in kongrede yaptığı açıklamaya nazaran bulunan cesetler üçer el ve ayak parmağına sahip, yaklaşık 60 cm uzunluğunda, epeyce güçlü lakin hafif kemikleri var, kafatası epey geniş, bu da büyük bir beyne işaret ediyor, birebir vakitte gözler de epey büyük. Ağızda ise diş yok bu da beslenme biçimlerinin çiğneyerek değil yutarak gerçekleştiği manasına geliyor.

Cesetlerin bu kadar uzun mühlet bozulmadan kalmasının ise vücutları kaplayan ‘diatom tozu’ isimli bir bileşene bağlı olduğu söyleniyor. Cesetlerin nerede ve ne vakit bulunduğu bilgisi tam olarak paylaşılmasa da Maussan, cesetlerin bir diatom madeninde bulunduğunu söz ediyor. Bulunan cesetlerin bin yıllık olduğu da tezler ortasında yer alıyor.

ABD’li UFO ifşacısı da kongredeydi

Bildiğiniz üzere son devirde UFO ya da yeni ismiyle UAP konusu hayli ilgi görüyor. Geçtiğimiz haftalarda benzeri bir soruşturma da ABD’de gerçekleşmiş ve bazı eski istihbaratçılar ve üst seviye askeri yetkililer söz vermişti. Bu isimlerden biri de eski teğmen Ryan Graves olmuştu.

Graves, tabirinde ABD’nin uzaylı cesetlerine sahip olduğunu, bu cesetleri saklayıp incelediğini argüman etmiş, Pentagon bu savları reddetmişti. Graves, Meksika’da gerçekleşen oturuma da katıldı. 

Graves’in yanında daha evvel de uzaylılarla ilgili enteresan teorilerini paylaşan Harvard’lı fizikçi Avi Loeb de oturuma katılan isimler ortasında yer aldı.

Sonuç olarak,

Resmi bir kongrede söz verildiği için bahsin gündemi çalkalamış olması olağan. Fakat iddiaları destekleyen isimlerin kuşkulu geçmişlerini ve emsal ‘cesetler’ bulup her araştırılmasına ön ayak olduklarında haksız çıktıklarını düşünecek olursak, savların doğruluğundan bahsetmek şimdi mümkün olmuyor. 

Bulunan cesetler bağımsız bir kurum ve uzmanlar tarafından incelenip sonuçlarının paylaşılmasını beklemeden ‘uzaylılar gerçek, cesetleri bulundu, bu da form şemanlleriymiş, tıpkı E.T. gibi’ demeye gerek yok üzere görünüyor.