Opera Sanatçılarının Çoğu Gerçekten Şişman mı, Yoksa Bize mi Öyle Geliyor?

Opera Sanatçılarının Çoğu Gerçekten Şişman mı, Yoksa Bize mi Öyle Geliyor?

Genellikle mitoloji, tarih, efsaneler ya da güncel olaylar çevresinde şekillenen ve zaman zaman müzikle bestelenebilen bir sahne eseri olan opera, içinde güzel sanatların neredeyse tüm unsurlarını barındıran tiyatral bir sanattır.

Yüzyıllardır dünyanın her yerinde varlığını sürdüren opera, bu sanatı icra eden sanatçıların bu kadar yüksek desibellerle nasıl şarkılarını söyleyebildikleri konusunda hepimizi düşündürmüş ve kendilerine hayran bırakmıştır.

Opera sanatçıları özelinde dikkati çeken bir diğer konu ise onların sahip olduğu kilolardır. Opera kelimesini duyduğumuz an gözümüzün önünde kilolu, iri yarı bir sanatçı canlanır. Peki bunun sebebi nedir? Kişilerin opera yapmalarıyla kiloları arasında bir doğru orantı var mı?

Opera sanatçılarının çoğunlukla neden kilolu olduğuna dair çeşitli teoriler vardır. Bunlardan ilki, sanatçıların gırtlak yapısıyla ilişkili.

Gırtlağı çevreleyen büyük miktardaki yağ dokusunun, rezonans kapasitesini arttırdığı ve böylelikle kulağa daha hoş gelen bir ses ürettiği kabul edilir. Fakat bu amaçla gırtlaktaki yağ dokusunun arttırılma çabası, beraberinde vücuttaki tüm yağ dokularının artış göstermesi de demektir.

Opera sanatçılarının bilinen en büyük gayesi, opera binasındaki büyük orkestraya ait sesin daima üzerine çıkabilmek için normal bir insana oranla çok daha güçlü bir diyaframa ihtiyaç duymalarıdır.

Vücuttaki diyaframı harekete geçirmek için ise geniş bir göğüs boşluğu ve akciğerlerin kontrolünün üst düzeyde olması gerekir. Büyük bir vücut kütlesi ve onu destekleyecek vücut yapısı, diyaframın daha verimli kullanılmasına yardımcı olur.

Öne sürülen bir diğer teori ise, Dr. Peten Osin’e ait. Osin, opera sanatçılarının “akciğerlerdeki yüksek eforun iştahlarını tetiklediği için kilo almaya daha yatkın olabileceğini” ifade ediyor.

Doktor, şarkı söyleme eyleminin akciğer hücrelerini ve iştahın düzenlenmesinde rol oynayan bir protein olan leptinin, kimyasalları salmaya teşvik ettiğini ve bu yolla opera sanatçılarının kilo alma eğilimi içinde olduğunu öne sürüyor.

Dr. CW Thorpe ve Sidney Üniversitesindeki üç meslektaşın yaptığı bir başka araştırmanın bulguları ise operanın insanın vücut yapısını olumsuz şekilde etkilediği yönünde.

Araştırmacılar, opera türünde şarkı söyleme eyleminin, vücudunun kendisini ve özellikle göğüs kafesini genişlettiğini ifade ediyor. Bir başka deyişle kişide opera yapma süreci devam ettikçe doğru orantılı olarak kilo alımının gerçekleştiği yönünde.

İş yoğunluğu sebebiyle düzensiz beslenme alışkanlıkları da opera sanatçılarındaki fazla kilonun sebebi olabilir.

Genellikle sanatçılar, akşam yemeği yemeden önce performansının bitmesini bekler. Bunun sebebi ise tokluk hissinin nefes almayı tetikleyebilmesi, uykulu bir hal yaratabilmesi ve kimi zaman mide rahatsızlıklarına sebep olabilmesidir. Bu nedenle çoğu sanatçı, formunu korumak ve performansı esnasında bir problem yaşamamak adına akşam yemeğini ertelemeyi tercih eder.

Fakat bu sanatçılar performans öncesi ve sırasında uzun saatler yemek yemediği için, sonrasında genellikle aç ve susuz kalmış hisseder. Ardından yemeklerini yiyip, tok karnına yatağa geçmekten başka çareleri yoktur ve bu süreç böyle devam edeceğinden kilo almaları kaçınılmaz bir hale gelir.

Amerikalı mezzo soprano Marilyn Horne, opera sanatçılarının kilo alımına daha yatkın olmasına yönelik şu cümleleri ifade ediyor:

“Bizimki çok yalnız bir meslek. Ne kadar başarılı ve popüler olursanız, evinizden o kadar uzaklaşırsınız ve tabii ki daha çok yabancı bir otel odasında tek başınıza uyursunuz. Yoğun prova programları ve turlar, yemek yemek ve iyi egzersizler yapmaktan oluşan düzenli bir program sürdürmenin önüne geçebilir.”

Bir diğer yandan çoğu operacı, aslında sahip olduğu kilolardan kurtulma yolunda çok da hevesli değil.

Kayda değer miktarlarda kilo veren opera sanatçılarının bu uğurda ses parlaklıklarını da kaybettiği bilindiğinden, sanatçılar kilo değişimlerinin ses tellerini etkileyeceğinden korkuyor.

Maria Callas’ın sesi 50’li yaşlarında benzersiz tonunu kaybetti ve yüksek perdeye ulaşmada bir hayli zorlanıyordu. Çoğu araştırmacı, bu durumun sanatçının 30’u aşkın kilo vermesi sebebiyle meydana geldiği konusunda hemfikirdi.

Elbette, her opera sanatçısı kilolu değil.

Kişilerin bu sanatı icra edebilmesi için vücut yapısının sesine ve performansına etkisi çerçevesinde, kilolu olma şartı tabii ki yoktur. Genellemenin aksine kilolu sanatçılar olduğu kadar klasik vücut yapısına sahip olup, formunu koruyan ünlü opera sanatçıları da bulunmakta.

  • Kaynaklar: Interlude, The Register, Science ABC
İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER