Saman Alevi Gibi Yayılan ‘Havrita’ Tartışmaları Hakkında Tüm Gerçekler: Kime Güveneceğimizi Şaşırdık!

Saman Alevi Gibi Yayılan ‘Havrita’ Tartışmaları Hakkında Tüm Gerçekler: Kime Güveneceğimizi Şaşırdık!

Online bir harita üzerinde sokak hayvanlarının yerini işaretleme imkanı sunan web sitesi ve mobil uygulama Havrita üzerine tartışmalar sürüyor. Bu içerikte tartışmanın taraflarına ve sosyal medyada yapılan paylaşımlara bakıyor, olayların aslını açıklıyoruz.

Havrita isimli uygulama ve internet sitesi, geçtiğimiz hafta sonu boyunca ciddi bir gündem yarattı. Ana görüş #HavritaKapatılsın üzerinde yoğunlaşsa da bu çağrılarda kullanılan görüntülerin bazılarının gerçekleri yansıtmadığı tespit edildi. Uygulamayı destekleyenler de başıboş köpeklerin insan hayatına tehdidi üzerine yoğunlaşan #HavritaHayatKurtarır çağrısı üzerinde birleşmiş durumda.

Geldiğimiz noktada konunun hayvanseverlik bağlamından uzaklaştığını; gerçeği yansıtmayan görsellerle büyüyen gündemin ve amacından sapan tartışmaların aslında hayvanlara karşı nefret duyan bireyleri nasıl ortaya çıkardığını görüyoruz. Artık net şekilde görülüyor ki Havrita tartışmaları, ne sokaktaki canlar için ne de insanların sokaklarda rahatça dolaşabilmeleri için net bir çözüm getirmiyor. Peki neden?

Konuya yeni dahil olanlar için baştan başlayalım: Sokaklarda dolaşan ‘başıboş köpek haritası’ olma amacıyla kurulan Havrita adında bir uygulama vardı ve bu uygulama kapatıldı:

Uygulama açıklanan amacı sokaklarda çoğu zaman çeteleşen ve bazen de saldırgan tavırlar sergileyebilen köpeklerin yerini işaretlemek, bu konuda hem kullanıcılarına hem de resmi makamlara bilgi vermek.

Nitekim uygulamanın bu kadar açık uçlu şekilde tasarlanması, kötü niyetli kişilerin kendi acımasız çözümlerini geliştirmesine zemin hazırlıyor:

Sokak hayvanlarının ve özellikle köpeklerin insan hayatına karşı ciddi bir tehdit olduğunu, hayati bir mesele söz konusu olmasa bile -özellikle çeteleşen köpeklerin- huzur bozduğunu belirten ciddi bir kitle var.

#HavritaYaşatır derken sokak köpekleri değil, insanlar kastediliyor. Tek amacın ‘çeteleşen sokak köpeklerinin yerini öğrenmek olduğu’ vurgulanıyor:

Ancak bu açık uçlu amaç, toplumdaki kötü niyetli kişileri ortaya çıkarıyor:

Sokak köpeklerinin çeteleşip saldırgan tavırlar sergilemesi, özellikle şehrileşmenin yoğun olduğu yerlerde insanlara sorun yaşatabiliyor. Nitekim bu çete ve köpeklerin yerlerinin işaretlenmiş olması, hayvanları gerçekten sevmeyen ve ölmelerini isteyen insanları harekete geçiyor.

Ancak sebebi ne olursa olsun ‘sokakta başıboş köpek görmeyi istemeyenlerin’ söyledikleri, şiddet yanlısı ve bir canlıya gözünü bile kırpmadan, sorgusuz sualsiz, sebepsiz yere zarar verebilecek kişi ya da kişileri ortaya çıkarıyor. Bir bakıma bizim gibi karar verme yetisine sahip olamayan, yine bizim yüzümüzden sokaklarda yaşamak zorunda kalan canlar; öldürülebiliyor!

Diyelim ki sokakta yürürken gördüğünüz bir köpeği Havrita üzerinden işaretlediniz…

Yaşadığınız deneyime bağlı olarak, işaretleme yaparken gördüğünüz hayvanın ‘yardıma muhtaç olduğunu’ ya da ‘saldırgan tavırlar sergilediğini’ belirtmek isteyebilirsiniz. Yani amacınız; yaşadığınız, tanık olduğunuz deneyime göre değişebilir. Bir başka deyişle o an destek olamadığınız bir hayvanın hayatını kurtarmak ya da saldırgan tavırları sebebiyle başka insanların o bölgeye yaklaşmasını engellemek istemiş olabilirsiniz.

İşte tam da bu noktada yerini belirlediğiniz hayvanın sağlığı, harita üzerinde o işareti gören kişinin yaklaşımına bağlı olarak değişir. İşareti görenler, o hayvanları bulup onlara zarar verebilecekleri gibi yardımcı da olabilirler. Ancak Havrita cephesinde görüşler bu hayvanların uyutulması ya da ömür boyunca barınaklara kapatılması yönünde.

#HavritaKapatılsın kampanyasını başlatan ‘Pati Koruyucuları Derneği’ adıyla faaliyet gösteren ve Paw Guards adlı oluşumdu:

PawGuards, 16 Haziran tarihinde Twitter’da Havrita’nın hayvan ölümlerine yol açtığı, konumu işaretlenen hayvanların ertesi gün ölü bulunduğu ya da kaybolduğu belirtmişti. Ancak PawGuards’a göre Havrita sadece hayvanları fişleyip öldürme amacıyla kullanılmıyor; topluluğun iddiasına toplumsal bir harekete sebep olabilecek ‘bireysel silahlanma’ çağrıları bile yapılıyor.

Nitekim PawGuards topluluğunun bağlı olduğu Pati Koruyucuları Derneği üzerine de ciddi şüpheler var. Hatırlayanlarınız olacaktır:

Yayıncı ‘Jahrein’ Ahmet Sonuç’un yukarıdaki videoda açıkladığı olayın özeti şöyle: PawGuards topluluğu aslında bir derneğe değil kâr amacı güden şirkete bağlı. Hatta e-ticarete dayalı bir iş modeliyle ‘bağış’ toplayabiliyor. Dernekle hiçbir resmi bağı olmadığı söylenen, ancak buna rağmen tüm operasyonun başında olduğunu belirten Erkin Erdoğdu’nun pek çok suçtan hüküm giydiği belirtiliyor. Bu iddiaları, e-ticaret yoluyla bağış toplandığını veya kendisinin hiçbir resmi bağının olmadığını reddetmiyor Erdoğdu.

İLGİLİ HABER

Şimdi Erdoğdu’nun #HavritaKapatılsın çağrısı yaptığı şu paylaşıma yakından bakalım:

Paylaşımda kullanılan fotoğraf aslında Mart 2022’de, Muğla’da yaşanan bir hayvan cinayetine ait:

Havrita ise Mayıs 2022’de kurulmuş bir servis, yani Erdoğdu’nun paylaştığı olay aslında Havrita ile ilişkili değil:

havrita.com’un WHOIS sorgu sonucu

Kıyılan bir can üzerinden yapılan haberlerin gerçekliğini sorgulama ihtimaliniz çok daha düşük. Bu sebeple ve doğal olarak hayvanseverler kolayca yönlendirilebiliyor, sadece belirli bir noktaya öfkelenebiliyorlar. Yani onların gözünde bir hedef belirlenmiş oluyor. Sonuç olarak bir cana kıyılmış mı, kıyılmış. Ne yazık ve acı ki bunu değiştiremiyoruz.

Erdoğdu’nun paylaşımı üzerine haberin gerçek olmadığı kullanıcılar tarafından tweetin altında belirtilmiş durumda. Ancak bu detayı öğrenen Jahrein ve topluluğu; zaten daha önce karşı karşıya geldiği PawGuars’a yönelik somut bir adım atma fırsatına sahip oldu. Yani haberin yalan olduğu bilgisinin ilk kaynağı Jahrein değil, diğer kullanıcılardı. Jahrein bunu, yani var olan bir gerçeği topluluğu aracılığı ile duyurdu.

PawGuards’ın yalan haberlere dayanan iddiaları ünlüleri de harekete geçiriyor. Pek çok isim iddiaların kaynağı ve içeriğini sorgulamadan, kapatılmadan öncesinde Havrita’nın ‘cinayet amaçlı bir uygulama’ olduğu görüşünde:

Yukarıdaki videoda Gazeteci Cüneyt Özdemir’in özetlediği konu, aslında sadece hayvanseverlikle ilişkili olmayan. Duygulara hitap eden bir önermenin sorgusuz sualsiz ret veya kabul görebileceğini özetliyor aslında.

Çözüm hayvanları uyutmak mı yoksa sağlıklı barınaklarda yaşatmak ve planlı kısırlaştırma ile çoğalmalarını engellemek mi?

İşte tartışmaların taraflarını keskinleştiren konu da tam olarak bu. Faaliyetleri ve gelir kaynakları hakkındaki şüpheler her ne kadar yoğun olsa da PawGuards, binlerce üyesi ve hayvanların hayatta kalmalarını isteyen kişilerle aynı düşüncede.

Yalan haber görüntülerinin kullanan ve dernekleri temsil eden gerçek kişilerin tam olarak güvenilir olmadıklarını gösteriyor bizlere. Ancak bu düşündükleri ve hayvanların yaşamasını savundukları çizginin yanlış olduğunu söylemek için yeterli değil. Örneğin PawGuards’ın eleştirilen tarafı, Havrita olayından önce ortaya atılan ve hayvanseverlerin duygularını kullandığına yönelik bulgular ve iddialar.

Jahrein’in sesi olduğu ve Havrita’nın yaşattığını söyleyen tarafa göre hayvanlar kontrollü bir şekilde uyutulmalı, barınaklarda yaşatılmalı. Bu barınaklara yetkili kurumlar tarafından yatırım yapılmalı, nüfus artışı uyutulma yoluyla kontrol altına alınmalı.

Sonuç: Sosyal medyada kimin haklı olduğunu tartışırken gerçekleri unutuyoruz. İki gerçek var:

  • Sokak köpeklerinin kontrolsüz çoğalması insan hayatını tehdit edebiliyor.
  • Ancak masum hayvanların hayatı da tehdit altında.

İnsanlar tarafından yaşam alanı olarak belirlenen şehirlerde hayvanların başıboş dolaşmaları ve bunun artık insan hayatını tehdit eder boyuta ulaşması hayvanların suçu değil. İnsanlar gibi muhakeme yeteneği olmayan canlıları suçlu ilan edip acımasız cezalar kesmeden önce yapılan hataları çözmekte yarar var.

Zaten dünyaya gelen bir canı almak yerine, sorunun çok çok öncesinde ‘planlı kısırlaştırma’ ve ‘yaşam koşulları iyi barınakların inşa edilmesi’ gibi çeşitli önlemlerin alınması kulağa daha mantıklı geliyor. Ancak Twitter gibi yankı odalarında dolaşırken haklı olma çabasına, insanları dolandırma amacıyla yürütülen tartışmaların hiçbir çözüm getirmediğini görmek gerekiyor.