Telefonlarda Neden 1 Tane Büyük Kamera Yerine 3-4 Tane Küçük Kamera Kullanılıyor?
Akıllı telefonlar 2010 yılına doğru popülerleşmeye başladığında her firma, tabir yerindeyse her tuşa basarak karşımıza farklı özellikte eşsiz modeller çıkarıyordu. Bu bağlamda HTC, LG, Samsung ve Apple gibilerinden epey çeşitli modeller gördük. Bu vakitte değişmeyen şey ise kamera sayısıydı.
Yıllar içinde bunun değiştiğini ve kamera sayısının arttığını gördük. Birden fazla kişi bunu gereksiz bulduğunu ve estetik olmadığını söylese de iş, yakın vakitte çok farklı noktalara vardı. Çünkü daha evvelki görüntülerimizi izleyenlerin bileceği üzere çakma telefonlarda kullanılan süs kameraları artık üretici tarafından eklenmeye başladı. Kamera konusunda üreticiler bu türlü garip adımlar atarken gelin, biz de bu sensörlerin neden değerli olduğuna değinelim.
Neden bir tane sağlam sensör yapmak yerine 3-4 tane ortalama sensör kullanıyorlar?
Akıllı telefonlar, 20 yıl öncesinde olduğu üzere sadece “Alo” dediğimiz cihazlar olmaktan uzaklaşıp cebimizdeki küçük bilgisayarlar oldular. Bu da birçok aracı bu aygıtların içine sığdırabilmemizi sağladı.
Hesap mı yapmanız gerekiyor? Hesap makinesi taşımanıza gerek yok, telefonunuzdan saniyeler içinde uygulamasını açabilirsiniz. Fotoğraf mı çekmeniz gerekiyor? Ortada lenslerle ve ayrıyeten bir kamerayla dolaşmanıza gerek yok. Telefonunuzdan kamera uygulamasını açıp fotoğraflar çekebilirsiniz.
Tabii siz “gündelik fotoğraflar beni kurtarmaz kaliteli olmaları lazım” diyorsanız başka.
Çünkü akıllı telefonların en temelde odağı, daha evvel de belirttiğimiz üzere bir sürü aracı size kompakt bir aygıtta, tek bir yerde sunmak. Epeyce sağlam imaj veren bir sensör aygıtınızda yer alabilir ancak geniş açılı lense muhtaçlık duyduğunuz anda bu sensör fonksiyonunu yitirir. Birebiri makro çekimi için de geçerli. Bunları tek bir yerde kullanıcıya sunarak da üreticiler, farklı gereksinimlere tahlil olmayı amaçlıyor.
Ayrıca artta gördüğümüz her kamera fotoğraf çekmeyebiliyor. Kimilerinde bokeh (derinlik) efektini daha gerçekçi verebilmek için derinlik sensörü yer alırken kimilerinde da farklı pozlamalarla çekilen fotoğraflar, yüksek dinamik aralık (HDR) elde edilmesini sağlıyor.
Bunun haricinde ek kameralar, telefoto lens fonksiyonunu de görebiliyor. Bu da siz imgeyi yaklaştırırken aşikâr bir yere kadar kalite ve ayrıntı kaybı yaşamadan yakınlaştırmanızı mümkün kılıyor.
Bu lensleri beğenmeyenler için Xiaomi’nin konsept telefonu biçilmiş kaftan.
Zira bu aygıtın kamerasına farklı lensler takılabildiğinden aygıt, farklı senaryolarda ortalama performans vermek yerine her senaryoya profesyonelce ahenk sağlayabilir. Bu, epeyce geniş bir kamera platformu olduğu gerçeğini değiştirmiyor natürel.
Daha evvel Galaxy S4 Zoom üzere aygıtlarla “bir tane hoş kamera” niyetiyle bu denenmişti. Ama aygıtın yükü, kameranın pek de muhafazalı olmayışı, ergonominin zayıflaması ve batarya sorunları üzere mahzurlar, aygıtın çok daha fazla satmasının önüne geçti.
Çoklu kameraların en azından bir özelliği var. Düzgün hoş de “süs kamerası” neyin nesi?
Eski çakma telefon görüntülerimizi inceleyenler bilecektir ki bu cins aygıtlar, tıpkı orijinallerde olduğu üzere birden fazla kameraya sahipmiş üzere görünür. Ancak içini açıp baktığımızda plastik lensin gerisinde hiçbir şey olmadığını, bunun yalnızca görsellik maksatlı olduğunu görürdük. Çakma telefonlarda karşılaştığımız bu durum, yakın vakitte Reeder aygıtlarıyla karşımıza çıktı.
Şirket, kameraların bu biçimde görülmesinin akabinde görüntüyü çeken Turhan Bozkurt’a bir ihtarname de göndermişti. Artta 3 adet kamerası olduğu söylenen aygıtın aslı bu formda ortaya çıkınca da şirket, aygıt sayfasına şu ibareyi ekledi:
“Cihazda evvel 5MP, artta 8MP kamera kullanılmıştır. Art kamera kasasında 2 tane süs kamera vardır. Bunların rastgele bir işlevi yoktur.”
Sizin bu mevzudaki kanılarınız neler?