Uçuş Sırasında Doğan Bir Bebek Hangi Ülkenin Vatandaşı Olur? (Dünya Vatandaşı Olmadığı Kesin!)

Uçuş Sırasında Doğan Bir Bebek Hangi Ülkenin Vatandaşı Olur? (Dünya Vatandaşı Olmadığı Kesin!)

Dünyada her gün neredeyse binlerce bebek dünyaya geliyor. Ancak bu doğumlar zaman zaman beklenen günler aralığında gerçekleşmiyor ve anneler ani bir doğumla karşı karşıya kalabiliyor. Bu beklenmedik durum nadiren de olsa uçuş esnasında da meydana gelebiliyor.

Hal böyle olunca, uçuş sırasında gerçekleşen doğumlar birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Özellikle bir çocuğun doğar doğmaz sahip olduğu vatandaşlık hakkı konusu böyle bir durumda kafaları oldukça karıştırıyor.

Bunların yanı sıra uçakta dünyaya gelen bebeklerin dünya vatandaşı olduğuna dair yaygın bir görüş de bulunmakta. Bir bebek uçuş sırasında doğduğunda vatandaşlığı nereye ait oluyor ve bu vatandaşlığın belirlenmesinde ne gibi durumlar rol oynuyor?

Havayolu şirketleri, hamile kadınların havayolu seyahatlerinde elbette bazı prosedürler uygulamakta.

Hamileliğinin 28. haftasına henüz girmeyen anne adayları, herhangi bir doktor raporuna ihtiyaç duymadan seyahat edebilirken, hamileliğinin 36. haftasına girip tek bebek taşıyan anneler ile hamileliğinin 32. haftasına girip birden fazla bebek taşıyan kadınların uçak ile seyahat etmeleri mümkün değil.

Türk Hava Yolları’nın bu konuyla ilgili prosedürlerine bakıldığında hamilelikleri 28. haftanın başından 35. haftanın sonuna kadar olan yolcuların yalnızca doktorlarından aldıkları “uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ifadesinin bulunduğu raporla seyahat etmesine izin veriliyor.

Aynı şekilde birden fazla bebek bekleyen ve gebeliğinin 28. haftanın başı ile 31. haftanın sonu arasında olan kadınlar için de rapor zorunlu bir koşul.

Vatandaşlık, “doğumla” ya da “sonradan” kazanılabilen bir haktır. Doğumla kazanılan vatandaşlığa “aslî vatandaşlık”, sonradan kazanılan vatandaşlık ise “müktesep (sonradan) kazanılan vatandaşlık” şeklinde ifade edilir.

Asli vatandaşlığın kazanılması, kan esası (soy bağı) ve doğum yeri esası olmak üzere 2 farklı sisteme dayanır. Kan esasına göre çocuk nerede doğmuş olursa olsun, anne ve babadan ya da sadece birinden vatandaşlık alırken, doğum yeri esasında anne ve babanın vatandaşlığı ne olursa olsun, çocuk doğduğu ülkenin vatandaşlığını alır.

Bazı ülkeler tek bir esasa göre vatandaşlık hakkı uygulamasını sürdürürken, bazıları her iki sistemi birlikte de uygulayabilir.

Peki bulutların üzerinde dünyaya gelen bebekler dünya vatandaşı olabilir mi ya da hangi ülkenin vatandaşı olur?

Bu anlamda “dünya vatandaşı olmak” şeklinde bir kavram yok. Dünyaya gelen bir bebek elbette birden fazla ülkenin vatandaşı olma hakkına sahiptir ancak uçuş esnasında doğan bir bebeğin hangi ülkenin vatandaşı olabileceği, bebeğin hangi hava sahasının sınırları içinde doğduğu ve uçağın hangi ülkeye kayıtlı olduğuna göre değişiyor.

Ülkelerin bu tip bir durumda uygulayacağı prosedürler ise genel geçer bir birliktelikten ziyade çeşitli farklılıklar gösteriyor.

Bu doğrultuda kan ve doğum yeri esası ayrımı tekrar önem kazanıyor.

Doğum yeri esasını benimseyen ülkeler uçağın o an bulunduğu sınırlar içerisinde doğan bebeklere, o ülkenin vatandaşlık hakkından yararlanma fırsatını verirken; kan bağına bağlı olarak kazanılan vatandaşlıklarda bu uygulamadan yararlanmak mümkün değil.

Örneğin Amerika ve Kanada gibi doğum yeri esasının uygulandığı ülkelerde bir bebek Amerika hava sahasında doğarsa, Amerika bu bebeğe kendi vatandaşı olabilme hakkını sunuyor.

Fakat Amerikalı bir anne tarafından dünyaya getirilen bebek eğer Fransa hava sahası sınırları içinde doğarsa, Fransa “soya dayalı” sistemi uyguladığı için bebeğe kendi vatandaşı olabilme hakkını sunmuyor ve bu bebeğin vatandaşlığı annesinin uyruğuna tabi oluyor.

Uçakta doğan bebeklerin hayatları boyunca ücretsiz uçuş hakkı kazandığı ve bu sayede tüm ülkelere vizesiz girebildikleri iddiaları da bir şehir efsanesinden ibaret.

Havacılık kurallarında, uçuş esnasında dünyaya gelen bebeklere ömür boyu ücretsiz uçuş hakkı tanınması, o bebeğin eğitim masraflarının karşılanması ve bunun gibi ayrıcalıklara yönelik herhangi bir kural ya da yönerge yok.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, havayolu firmalarının uçuşları esnasında bu çocuklara ya da ailelerine yönelik herhangi bir resmi veya yasal zorunluluklarının olmadığını belirtmekte.

Ancak bazı havayolu şirketleri, nadir rastlanan bu tip bir durumda doğan bebeklere jest ya da tanıtım amaçlı bedava ya da indirimli uçuş hakkı tanıyıp hediyeler verebiliyor.

Haziran 2017’de Hindistan havayolu şirketi Jet Airways firmasına ait bir uçuş esnasında bir doğum gerçekleşti ve hava yolu şirketi bu doğumun ardından, bebeğe yaşam boyu ücretsiz uçuş sağlayacağını ifade etti.

Bunun tam aksi niteliğinde, doğumunu 2015’te Çin havayollarına ait bir uçakta gerçekleştiren Tayvanlı bir kadına, uçağın acil iniş yapmasına ve şirketin maddi zarar uğramasına sebep olduğundan tazminat davası açılmıştı.

Kaynaklar: Teyit, Malumatfuruş, India Times
İLGİLİ HABER

İLGİLİ HABER