Cesedi Uzun Yıllar Sonra Everest Dağı’nda Bulunan Ancak Gizemi Hala Çözülemeyen Dağcı George Mallory'nin Hikayesi

Cesedi Uzun Yıllar Sonra Everest Dağı’nda Bulunan Ancak Gizemi Hala Çözülemeyen Dağcı George Mallory’nin Hikayesi

Her dağcının hayali olan Everest Dağı’na tırmanmak, bazı dağcılar için bir ölüm yolculuğuna dönüşüyor. Bunlardan bir tanesi olan George Mallory’nin cesedi uzun yıllar büyük bir gizem olarak kaldıktan sonra tesadüf eseri bulunmuştur. George Mallory ve arkadaşı Andrew Irvine’in zirveye çıkıp çıkmadıkları ise bugün bile hala tartışma konusudur.

Macera peşinde koşmayı seven bir dağcıysanız eminiz dünyanın en yüksek zirvesi olan Everest Dağı’na çıkmak en büyük hayalinizdir. Tarih boyunca aslında her dağcının hayali bu olmuştur. Bugün artık çok daha gelişmiş yöntemler kullanılıyor olsa bile bundan yüz yıl önce insanlar oksijen tüpü bile olmadan yetersiz malzemeyle tırmanış yapmaya çalışıyor ve ölüyorlardı. İşte George Mallory hikayesi de böyle başlıyor.

George Mallory başarılı bir dağcıydı ve eğer yaşıyor olsaydı adı tarihe, Everest Dağı’na ilk çıkan isimlerden biri olarak yazılacaktı. Maalesef kendisi son keşif gezisinden dönemedi ve başına neler geldiği çok uzun yıllar bir gizem olarak kaldı. Cesedi bulundu ancak çözülmemiş bir gizem daha var. George Mallory ve arkadaşı Andrew Irvine, Everest Dağı zirvesine çıktılar mı yoksa yarı yolda öldüler mi?

Önce eski bir asker olan kahramanımızı tanıyalım; George Mallory kimdir?

Tam adıyla George Herbert Leigh Mallory, 18 Haziran 1886 tarihinde İngiltere’nin küçük bir kasabası olan Cheshire’da geniş bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Winchester College’da tırmanış dünyasıyla tanışan Mallory, Cambridge’deki Magdalene Koleji’nden mezun olduktan sonra bir yandan dağcılık ile daha yakından ilgilenmeye bir yandan da Charterhouse Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başladı.

Birinci Dünya Savaşı başlayınca George Mallory orduya katıldı ve Somme bölgesinde görev aldı. Savaş bitip yurda döndükten sonra yeniden öğretmenlik yapmaya devam edemedi. Çünkü zaten maceracı bir ruhu olan Mallory, bir de savaşın yükselttiği içindeki adrenalin duygusunun peşinden gitmeye karar verdi.

İlk keşif gezisine oksijen desteği olmadan çıktı:

George Mallory, İngiltere’nin en prestijli dağcılık kulüplerinden bir tanesi olan Alpine Club üyesiydi. Kulüp o günlerde bilinen ama kesin olarak bir haritası henüz çıkarılmamış olan Everest Dağı’na bir keşif gezisi düzenlemeye karar verdiler. Elbette Mallory için bu büyük bir fırsattı. Hemen işinden istifa etti ve ekip arkadaşlarıyla birlikte yola koyuldu.

1921 yılında yapılan ilk keşif gezisinde zirveye çıkmak gibi bir amaç yoktu. George Mallory liderliğindeki ekip 7 bin metreye kadar çıkarak haritalandırdı. Fakat Millory devam edemedi çünkü oksijen tüpü kullanmıyor, bunun dağcılık raconuna aykırı olduğunu düşünüyordu. İyi ama karşısındaki Everest Dağı’ydı, ikinci seferde bunu göz önüne alacaktı.

İkinci seferde az kalsın bütün ekip çığ altında kalacaktı:

George Mallory ve ekibi bu sefer çok daha hazırlıklı bir şekilde 7 Haziran 1922 günü ikinci keşif gezisine çıktılar. Kuzey Yakası’nda başlayan yolculuk başarılı geçiyordu fakat karşılarında dünyanın en yüksek dağı vardı ve sürprizleri bitmiyordu. Ekip 8 bin metreyi aştıkları zaman bir çığ düşmesi sonucu oracıkta 7 kişi öldü.

Herkesin o dev çığ altında kalmaması büyük bir şanstı. George Mallory ve ekibi bu şansı değerlendireceklerdi. Her yeni gezide biraz daha yakından tanımaya başladıkları Everest Dağı’na bu sefer tüm olumsuz koşulları göze alacak şekilde bir hazırlık yaparak planlı bir şekilde çıkacaklardı. Fakat ne derler bilirsiniz, insanlar plan yaparken tanrı yukarıdan gülümsermiş.

George Mallory, hayali olan Everest Dağı’na son kez çıktığından habersizdi:

1924 yılında ekip üçüncü bir sefer gezisi için yola çıkma hazırlıklarına başladı. George Mallory’nin bu hevesi basının da dikkatini çekmişti. Bölgede bulunan Times gazetesi muhabiri neden yıllardır böyle bir tırmanma mücadelesi verdiklerini sorduğu zaman George Mallory tarihe geçen bir cevap verdi; ‘Because it is there.’ yani ‘Çünkü orada.’

Bu sefer ekip çok daha hazırlıklı olduğu için önceki denemelerden çok daha kolay bir şekilde 8170 metreye çıkarak bir kamp kurdular. Fakat George Mallory sabredemiyordu. 6 Haziran günü, kendisinden daha deneyimsiz ama hevesli olan dağcı arkadaşı Andrew Irvine ile yola çıktılar. Hedef zirveydi. Maalesef bir daha onlardan haber alınamadı.

George Mallory ve Andrew Irvine’a ne olduğu uzun yıllar gizemini korudu:

İkilinin bir daha geri dönmemeleri elbette İngiltere başta olmak üzere tüm dünya basınında gündem oldu. Tabii Everest Dağı’ndan bahsettiğimiz için hiç kimse bakalım bunlar nerede diye bir arama kurtarma çalışması başlatamadı. 1936 yılında yapılan farklı bir tırmanış sırasında Andrew Irvine’a ait olduğu düşünülen bir buz baltası bulundu.

Konu hakkında ilginç bir iddia var. 1986 yılında Everest Dağı’na tırmanan Çinli dağcı Zhang Junyan, 8100 metrede ölü bir İngiliz bulduğunu rapor etti. Kendisi Çin Dağcılık Derneği’ne sözlü bir rapor sundu. Maalesef ertesi gün bir çığ düşmesi sonucu öldüğü için olayın devamı hakkında bir inceleme yapılmadı.

George Mallory’nin cesedi bir tesadüf eseri Everest Dağı’nda bulundu:

1999 yılında BBC tarafından organize edilen bir program kapsamında, İngiliz bir dağcı ekibi daha önce baltası bulunan Andrew Irvine’ın cesedini bulmak için yola çıktı. 8157 metrede donmuş bir ceset buldular. Andrew Irvine’in baltasının bulunduğu noktanın daha aşağısında bulunan bu cesedin giysi etiketinde G. Leigh Mallory yazıyordu. Ekip tamamen şans eseri kayıp dağcı George Mallory’nin cesedini bulmuştu. Yapılan incelemelerden sonra Mallory bir Anglikan ayini ile oraya gömüldü. Andrew Irvine’ın cesedi hala bulunamadı.

Peki George Mallory nasıl öldü?

George Mallory’nin cesedi soğuk hava koşulları sayesinde büyük oranda korunmuştu. Cebinden pirinç malzemeden bir altimetre, cep çakısı, kar gözlüğü ve mektuplar çıktı. Fakat yanlarına aldıkları kamera bulunamadı. Halbuki Kodak, kamera bulunursa görüntüleri kurtarabileceklerini söylemişti.

Ölüm nedeninin düşmek olmadığı görüldü çünkü yalnızca ayağı kırıktı, vücudunda başka bir kırık yoktu. İlginç olan ise alnında golf topu büyüklüğünde, tam da kar baltasına uygun bir delik olmasıydı. Tahminlere göre onun önünde ilerleyen Andrew Irvine baltasını düşürdü, balta bir kayadan sekti ve George Mallory’nin alnına çarparak ölümcül bir yara verdi.

Gelelim bugün bile hala çözülememiş gizeme; George Mallory Everest Dağı zirvesine çıktı mı?

Adını tarihe Everest Dağı zirvesine ilk çıkan isim olarak yazdıran Sir Edmund Hillary’e göre George Mallory ve arkadaşının zirveye çıkmış olmaları son derece muhtemel. Kar gözlüğünün takılı değil de cebinde olması nedeniyle güneş açısı düşünüldüğü zaman ikilinin zirveye çıktığı ve iniş yolunda bu kazanın meydana geldiği düşünülüyor.

Başka bir kanıt ise bilimsel olmasa da anlaşılır cinsten. George Mallory evden ayrılmadan önce karısına, kızının fotoğrafını yanına aldığını ve zirveye çıkarsa oraya gömeceğini söyledi. Cesedin üzerinde bulunan eşyalar arasında kızın fotoğrafı yoktu. Bu nedenledir ki George Mallory’nin Everest Dağı’nın zirvesine çıktığı, kızının fotoğrafını gömdüğü ve iniş yolunda kaza geçirerek öldüğü düşünülmektedir.

Everest Dağı’na çıkarken hayatını kaybeden ve cesedi uzun yıllar sonra bulunan George Mallory ile arkadaşı Andrew Irvine’ın hikayesinden bahsettik. İnsan düşünmeden edemiyor, acaba orada son nefesini verirken keşke hiç sıcak evimden çıkmasaydım diye düşünmüş müdür?

şirinyer escort